‘’Kemal Özer’’ imzasını taşıyan ‘’DECCAL TABAKTA’’ isimli kitabı okuyorum.

                   Fevkalade etkileyici, tabağımızdaki tehlike, tehdit ve tabiri caizse ‘’BOMBAYI’’ haber veren, irdeleyen ve somut tüm delilleriyle ortaya koyan, her insanın ve hususen de hanımların  tekrar tekrar okuması, tüm aile fertlerine okutması gereken, ‘’hayati’’ öneme haiz bilgiler ihtiva eden bir kitap. Bu eseri  kısa alıntılarla tanıtmak, bilginize sunmak istiyorum.

                  Hiç şüphesiz bu kitabı bir makale de anlatmak mümkün değil. Eserden  bazı cümleleri aktararak ipuçları vermeye çalışacak ve mutlaka okumanızı tavsiye edeceğim.

                 Okumayan bir milletiz ama bu kitabı muhakkak okumalıyız. Çünkü,  herbirimizi; sağlığımız, neslimiz ve geleceğimiz açısından ilgilendiriyor. Su, hava ve toprak kadar alakadar ediyor.

                  İşte eserden bazı  paragraf ve cümleler:

                  *Bilim adamları çekirdeksiz karpuz yapmış. Çekirdeği tükürme sıkıntısı bu kadar büyük bir sorun muydu ki, vakitlerini ve enerjilerini buna harcamışlar? O bilim adamlarının derdi, bizi çekirdeği tükürme zahmetinden kurtarmak değil. Gıdanın genetiğiyle oynanması fikri, daha fazla tohum satarak para kazanmaktan çok çok öte bir amacın ürünü. Canlıların yapısını değiştirme, yani kalıtım mühendisliği fikri; hayatın yazılımı olan DNA’yı ticari mal haline getirmekten tutun, İNSANLARI BİRER ROBOTİK KÖLEYE ÇEVİRMEYE KADAR, geniş sıpekturumlu ŞEYTANİ BİR PİLANIN parçasıdır.

                  *Adına kısaca  GDO denilen müdahale sistemi; bitki, hayvan ve insanın genlerinin bir kısmı çıkarılıp, yerine başka türlerden aktarılan genlerle patent altına alınan yaşamın, DÜNYAYI YÖNETEN BİRKAÇ AİLENİN MÜLKİYETİNE GEÇİRİLMESİNDEN İBARETTİR.

                  *Tabii türlerimiz, sahiplenilmemesi sebebiyle yok olup gitmiş, kalanlar ise hibritleştirilip küresel güçlerin mülkiyetine terk edilmiştir.

                  *İnsanlığın  başına bu belayı, Davos Forumu’nda, Bilderberg toplantılarında görmeye alıştığımız yüzlerin sardığını biliyoruz.

                  *GDO ve HİBRİT ürünlerin bizatihi kendisinin alerji, KANSER, kısırlık, doğum kusurları, gelişim bozukluğu, sinir sistemi bozuklukları, fizyolojik bozukluklar, bağımlılık, GEN ve DNA YAPISI BOZUKLUKLARI, immün sistemi sorunları, mikroorganizmaların mutasyonuyla yeni hastalıkların ortaya çıkması gibi sorunlara neden olduğu TARTIŞMASIZ BİR GERÇEKTİR.

                   *Diyanet İşleri Başkanlığı ve İslam Konferansı Örgütü uzmanlarının ‘’HELAL KABUL ETMEDİĞİ’’ GDO meselesine…..

                    *Artık İŞGALLER topraklar üzerinden değil, MİDE ve ZİHİNLER ÜZERİNDEN YAPILIYOR.

                    *Küresel güçler, GDO sorununu, ‘’açlık’’ ‘’kaynakların yetersizliği’’ ve ‘’ küresel ısınma’’ başlıkları ile tartıştırarak ETKİNSİZLEŞTİRMEK istiyorlar.

                    *Özetle hibrit (tohumlar), sebze ve meyvelerin insan eliyle laboratuarlarda SOYSUZLAŞTIRILMIŞ halidir.

                    *Allah her şeyi yerli yerinde muhteşem bir dizaynla yaratmıştır. Ne ise  o olmaya yanaşmayan tek varlık olan insan, yasaklanan her şeye erişmeye çalışınca da tahrif etmeyi adeta kendisine bir meslek edinmiş durumdadır.

                    *Dünya üzerinde tam egemenliğin, enerji ve gıdadan geçtiğini ilk gören ülke ABD olmuştur.

                    *Petrolü kontrol edersen ulusları, yiyeceği kontrol edersen İNSANLARI KONTROL EDERSİN. Yiyecek bir SİLAHTIR ve bizim müzakere çantamızdaki araçlarından biridir. (Henry Alfred Kissinger)

                    *Sudan’da , bize sunduğu içecekler arasında coca cola’yı da bulunduran  (Müslüman lider) Hasan Turabi’ye; ‘’ Affedersiniz, coca cola’nın burada bulunması beni şaşırttı’’ dedim. Turabi bana, ‘’ ben de sizin gibi düşünüyorum, fakat coca cola’yı yasaklatmak istediğimde ABD hükümeti bana, ‘ Bunun ithalatını yasaklarsanız, araçlarınızın yedek parçaları size verilmeyecektir’ tehdidinde bulundu’ dedi.’’

                    *Bütün bunlar küresel bir açlık nedeniyle değil; GDO ve hibrit tohumlar, bir yandan küresel şirketlerin AÇLIĞINI GİDERMEK, diğer yandan çoğunluğu SİYONİST ve EVANGELİST düşünceye sahip örgütlerin dünyayı yönetme  arzularını gerçekleştirmek ve kurulan düzenin devamını sağlamak için bir araç olarak kullanılıyor.

                    *İstemedikleri ırkları ortadan kaldırmak için KISIRLAŞTIRMAYA çalışıyorlar. İnsanı kısırlaştırmak için de TOHUMU KISIRLAŞTIRIYORLAR.

                    *Tabaktaki İktidarı kaybeden, her türlü iktidarını kaybeder. İktidarı kaybedenler yem olur. Tabağımızdaki güce sahip çıkalım.

                    *Amerikan Merkez Bankası’nın(FED) BAŞKANLIK MAKAMI OLDUĞU KABUL EDİLİYOR. Bu kurum sürekli olarak, paranın dolayısıyla gücün sahibi olan SİYONİST DÜŞÜNCE MENSUPLARINCA YÖNETİLİR.

                    * Finlandiya eski Sağlık Müdürü Dr. Rauni Kilde; DOMUZ GIRİBİNİN eski ABD Başkanlarından Henry Kissinger’in fikri olduğunu, YAYILMA KARARININ BİLDERBERG TOLANTISINDA VERİLDİĞİNİ iddia etti.

                    *ROTHSCHİLD  Gurubunun 25 tirilyon doları aşan servetinden sonra, 20 tirilyon dolarlık servetle ROCKEFELLER,  bugün dünyanın en büyük ikinci gurubu durumundadır.( Bu iki aile ve gurubun kim olduğunu i.netten inceleyiniz)

                    *1974’te 1 mm küpte 125 milyon sperm sayısına sahip Türkiyeli erkeklerin, bugünlerde sperm sayılarının 25 milyona düşmüş olması kısırlaşma sürecinin hızla artacağının da habercisi olarak görülüyor.

                   *Ama çok geçmeden Tarım BAKANI( Türkiye), GDO’yu yasaklamadıklarını resmen itiraf etmek zorunda kaldı.

                  NOT: Üç aylar ve Regaip kandilinizi tebrik eder, Cenabı Allah’ın ikram ve ihsanına nail olmamızı, mübarek ay ve gecelerin uyanış, diriliş ve MUTLAK KURTULUŞUMUZA,t üm Müslümanlar ve insanlık üzerindeki  küresel emperyalizm ve siyonizmin zulmünün sona ermesine vesile olmasını Yüce Mevla’dan niyaz ederiz.