Canlı ve cansız varlıkların bir arada yaşadığı ortama ‘’ ÇEVRE ‘’ diyoruz.
Çevre altı unsurdan meydana geliyor.
Bunlar: ‘’İNSANLAR, HAYVANLAR, BİTKİLER, TOPRAK, SU VE HAVA’’ dır.
Altı unsurdan son üçü, yani toprak, hava ve su, diğerlerine muhtaç değil. Onlar olmadan hayatiyetlerini sürdürebiliyorlar. Yani, insanlara, hayvanlara ve bitkilere muhtaç değiller. Hatta, insanlar olmadan, daha da kolay ve rahat, daha bir emniyet içinde yaşayabiliyor, varlıklarını koruyabiliyorlar. En büyük düşmanları, yaşamları önündeki en büyük engel insanlar oluyor.
Bitkiler son üçüne, havanlar ise, son dört unsura muhtaç. Onlar olmadan yaşayamaz, var olamazlar.
İnsanlar ise, tamamına muhtaç. Hayvanlar, bitkiler, toprak, hava ve su olmadan canlı kalamaz, hayatiyetlerini devam ettiremezler.
En ilginç olanı; hiçbirinin insana muhtaç olmaması ve insan olmadan daha rahat yaşamalarıdır. İnsan ise, hepsine ihtiyaç hissediyor. Ama, hiç biri insana muhtaç değil. Tam aksine insan, onların var olmaları için en büyük tehdit. Onları yaşamdan, var olmadan men eden insan oluyor.
İNSAN hepsi için tehdit, ama insan hepsine muhtaç. 'Hiç biri insana muhtaç değil, insan ise hepsin muhtaç.'
Ve yine çok ilginçtir ki, bunlar içinde 'tek akıl sahibi olan İNSAN.'
Hiç biri insana muhtaç değil ve insana zarar vermiyor. Ama insan hepsine zarar veriyor ve yaşamdan alıkoyuyor.
İnsanoğlu hepsini kullanıyor, öldürüyor, yiyor, içiyor ve hayatına son veriyor.
Ama hiç biri, insanı öldürmüyor, zarar vermiyor. Tam aksine, insanın yaşamasını, var olmasını sağlıyor.
Buna rağmen, içlerinden en vahşi hayvanlar oluyor. En vahşi olan, hayvanlardır deniyor, hayvanlar gösteriliyor.
Yani kurt, ayı, yılan, timsah, aslan, kaplan ve benzeri hayvanlar, EN VAHŞİ OLARAK nitelendiriliyor.
Halbuki, bunların hiç biri insan neslini ortadan kaldırmıyor. Tam aksine insana hizmet ediyor.
Dahası, birbirini, yani hemcinsini öldürmüyor, aynı cinsten olanlar birbirleriyle savaşmıyorlar.
Karşı cins hayvanlar bile, bir denge dahilinde savaşıyor, birbirlerini tümüyle yok etmiyorlar.
İnsanlar ise; tümünü yok ettiği, öldürdüğü gibi, kendi hemcinsini de öldürüyor, yok ediyor.
Karada, denizde, havada ne varsa, hepsini öldürüyor, hepsini yiyor, içiyor ve kullanıyor. Topağı, havayı ve suyu kirletiyor.Ziraat arazilerini beton yığınına çeviriyor.TARLALARDAN BAŞAKLAR YERİNE, BETON YIĞINLARI YÜKSELİYOR. BAŞAK BAŞAK, KOÇAN KOÇAN, AĞAÇ AĞAÇ GÖKDELENLER, APARTMANLAR BAHÇELERİ İŞGAL EDİYOR. Dereler, denizler ve göller açık kanalizasyona dönüşüyor.iNSAN İNSANA HER TÜRLÜ ENTRİKAYI,DALAVERAYI, AYAK KAYDIRMAYI, ARKADAN VURMAYI YAPIYOR.
İnsanın yaratıldığı ve tekrar döneceği toprak, çöplüğe dönüştürülüyor. Havaya her türlü duman ve gaz salınıyor.
Yetmezmiş gibi, insan insanı öldürüyor, katlediyor. İlk insan olarak dünya geldiğinden beri, hemcinsiyle savaşıyor.
Karada, denizde ve havada bir çok canlının neslini tüketmiş, insan neslini yani kendi cinsini de yok etme peşinde.
Denizlerde bir çok balık, karada bitki ve hava da bir çok kuş türünü tüketmiş, yok etmiş durumda.
Kendi hemcinsi insanın da, bazı türlerini tümüyle yok etmiş, tarih sahnesinden, dünya üzerinden silmiş, bir kısmını da kitleler halinde, binler, yüzbinler ve milyonlar halinde öldürüyor, katlediyor, soykırım yapıyor ve hayatına, varlığına son veriyor.
Kurt kurdu, ayı ayıyı yok etmiyor, soykırım yapmıyor. Ama, insan insanı öldürüyor, soykırım yapıyor. Kendi dışında ne varsa öldürdüğü gibi, kendi kendini de bitiriyor.
Bütün bunlara, apaçık gerçeğe rağmen EN VAHŞİ OLARAK HAYVANLAR GÖSTERİLİYOR.
Hem de, akla sahip olmayan hayvanlar, vahşi sınıfına sokuluyor.
Oysa, tüm canlılar içinde EN VAHŞİ OLANIN İNSAN OLDUĞU apaçık görülüyor.
Tarih boyu olduğu gibi, halen de, 21.asırda da insan bu ünvanı kimseye kaptırmıyor.
Medeni, çağdaş, ilim ve bilim de zirveye ulaşıldığı bu asırda bile insan, tüm vahşiliğini, barbarlığını sürdürüyor.
Küresel emperyalist katillerin, onların uzantılarının, desteklediklerinin ve göz yumduklarının Afganistan’ da, Irak’ta, Filistin’de, Arakan’da, Libya’da,Lübnan’da, Mali’de, Karabağ’da, Çeçenistan’da, Keşmir’de, Pakistan’da,Bosna’da, Doğu Türkistan’da, Kore’de, Vietnam’da, Kızılderili ve Zencilere kıta Amerikasında, Sudan’da, Uganda’da, Suriye’de, Mısır’da, bir bütün olarak Afrika’da, Asya’da, Kıbrıs’ta yaptıkları, halen de yapmaya devam ettikleri, VAHŞİLİĞİN VE BARBARLIĞIN en büyük kanıtı-delili oluyor, olmaya devam ediyor.Beyaz zengin adam yani insan diye geçinenler, en cani, en katil, en vahşi oluyor.
Toprağı, suyu ve havayı kirleterek, katlederek, kullanılmaz hale getirerek. Yediği gıdaları ve gıda kaynaklarını bozarak, ifsat ederek.
Muhtaç olduklarını yok ederek. Kendi ayağına kurşun sıkarak, kendi sonunu hazırlayarak. Kendi hayat damarlarını birbir keserek.
Kendi neslini de katlederek, yok ederek.
Bütün bunları demokrasi-dimos kratia, özgürlük, insan hakları, evrensel hukuk, çağdaşlık, medenilik adına, bu ambalajla sararak, ilim ve bilim adına yaparak.
Sadece saydıklarımız değil, bizim ülkemizde de, bir çok ülke içinde de benzer vahşilikler, barbarlıklar en ilkel şekilde yapılıyor.
Ülkemizde dış destekli terör şebeklerinin yaptıkları da aynı oluyor. Hem de, kendi vatandaşını, dindaşını, kardeşini, akrabasını katlediyor.
Aynı Dine, aynı Allah’a, aynı Peygambere, aynı Kıbleye, aynı Bayrağa, aynı Vatana, kendi kardeşine yapıyor.
Adi cinayetlere bakınız. Kardeş kardeşi, evlat babayı, anneyi katlediyor.Fındık kabuğunu doldurmayacak meselelerle ne cinayetler işleniyor.Trafikte, akıl sahibi insanlar!binlerce insanın ölümüne yol açıyor.
Yani, insan insanı öldürüyor.Kendi hemcinsini katlediyor, yok ediyor.Aynı tür birbirinin canını alıyor.
Bütün bunları EŞREFİ MAHLUKAT, yaratılmışların en üstünü, AHSENİ TAKVİM olan yapıyor.
Canlılar ve çevreyi oluşturan altı unsurdan, tek akla sahip insan yapıyor.
Akılsızın yapmadığını, akıllı yapıyor.
Kuvvetli zayıfı, güçlü güçsüzü, zengin fakiri eziyor, sömürüyor, öldürüyor.
Bütün bunlar ortada, insanın yaptıkları gün gibi açık iken, hala en vahşi, en barbar hayvanlar mı oluyor?
Hiç şüphesiz insan öne geçiyor, vahşet ve barbarlıkta başı çekiyor, hayvanları solluyor.
Hayvanlar alemi, insan nesli yanında çok masum kalıyor.
Hiçbir hayvan fıtratı dışına çıkmıyor, dengeyi bozmuyor ve takdir edileni yapıyor, onun dışına çıkmıyor.
İnsan ise sınırları zorluyor, doymak bilmiyor, yaratılış gayesi dışına çıkıyor.
Kur’an’ın ifade ettiği gibi; ‘’HAYVANDAN DA DAHA AŞAĞI, EN AŞAĞILARA DÜŞÜYOR’’