Sakarya çok farklı etnik gruplardan oluşan renkli bir ildir…

Yardımsever, muhafazakar, dayanışmaya açık, muhabbet ehli insanların yaşadığı ilimizin önemli ve bir o kadar da çarpıcı özelliği, sporu özellikle de futbolu çok sevmesidir…

O nedenledir Sakaryaspor’a yani ilimizin ülke genelinde marka değeri olan takımına sahip çıkışı…

1965 yılından beridir her dönemde ortaya çıkan ortak özellik, yeşil siyahlı ekibin başarısı üzerine kurulan hayallerden oluşur…

Sakaryaspor denilince akan suların durulması işte bu anlayışın ürünüdür ve 1965’ten günümüze artan bir heyecan ile süregelmiştir…

Bugün takımımızı işte böyle heyecanı bol bir karşılaşma daha bekliyor…

En fazla 15 bin seyirci alan eski stadın ardından 30 bine dayanan seyirci kapasiteli yeni stadın ilk açılış yılında şampiyon bir takımı kucaklaması, artık kabına sığmaz bir tutku haline dönüşmüştür…

Ligde kendi sahamızda kazaya gelip kaybettikten sonra rakip sahada berabere kaldığımız Boğaz’ın martıları Sarıyer, bu defa Samsunspor’un akıbetine uğrayıp uçamasın istiyoruz…

Sakaryaspor şu aşamada bunu başaracak güce, forma ve morale sahiptir…

Samsunspor önünde her iki maçta ortaya konan olağanüstü performans bu akşamdan başlayıp Sarıyer’e kadar sürüp gitmelidir ki bir zorlu engel daha aşılmış olsun…

Sarıyer’in rövanş maçında kendi sahasında cezalı olması nedeniyle seyircisiz oynaması da gelince akla, şartlar hep lehimize gelişme gösteriyor…

Hal böyle olunca çekirgenin bu defa sıçraması sanırım hiç de kolay olmayacaktır…

Şaban hoca ve talebeleri bunun bilinciyle oluşan fırsatı lehe çevirme adına tüm güçlerini kullanacaktır, hiç kuşkusuz…

Kendi sahamızda alınacak tek gollü galibiyetin bile büyük bir avantaj olacağı varsayımı ile akıllı ve dengeli bir oyun anlayışı, takımımıza beklenen sonucu getirecektir…

Bir başka telafisi olmayan, böylesi hayati maçlarda sahaya çıkan oyuncuları motive etmede maç boyu desteklerini esirgemeyeceğine inandığımız taraftarlarımıza da yine büyük görevler düşecektir…

Bu da önceki maçlarda iç ve dış sahada sergilenen son derece olumlu ve bu ile yakışır örnek taraftarlık anlayışı ortaya koymakla gerçekleşir…

Buna birçok maçı örnek göstermek mümkün…

Böylesi karşılaşmaların stresi, heyecanı, tansiyonu yüksektir…

Sinirlerine hakim olan, hakemlerle fazla oynamayan, yardımlaşma anlayışı ve oyun disiplininden kopmayan takım, her zaman ve zeminde başarıyı yakalar…

Samsunspor engeli bu anlayışla aşıldı…

Ümit ediyor ve bekliyorum ki takımımız grubunun en çetin ve zorlu rakibi olan Samsunspor’u geçtikten sonra Sarıyer barajına takılmayacaktır…

Yeter ki yetenekli oyunculardan oluşan yeşil siyahlı ekip bunu istesin…

Evet…

Biz takımımıza sonuna kadar güveniyoruz…

Bir aksilik olmadığı takdirde ve böyle maçların havasına uygun disipline itaat edildiğinde zafere ulaşmak hiç de zor olmayacaktır, yeşil siyahlı ekip için…

Bu duygularla önce futbolcularımıza, teknik heyete ve de en önemlisi tribün gücü taraftarlarımıza başarı ve kolaylıklar dileğiyle istedim ki Bizim Bahçe’den “Beyaz güller” gitsin…