Sakaryaspor’un içinde bulunduğu dramatik tablo ve bu sezon yaşanan talihsizlikler, bizim gibi kulübün temelinde harcı olan eski futbolcular için, kelimelerle ifade edilmeyecek bir üzüntü kaynağı oluşturuyor.
Kuruluşundan bugüne değin mümkün olduğunca her maçını heyecanla ve zevkle izlediğim bir takımın maçlarını seyrederken son haftalarda, daraldığım, yorulduğum, strese girdiğim dakikalar oldu.
Daha fazla tahammül edemeyip terk ettiğim maçlar var, peş peşe sıralanan.
Sakaryaspor nereden nereye geldi…
Kuruluş yılı olan 1965 yılından bugüne kadar acı-tatlı, iyi-kötü pek çok hatırası vardır, yeşil siyahlı takımın gönlümde…
Hiç bu dönemdeki kadar sıkıldığımı hissetmedim…
Soruyorlar daima, tanıyanlar bizi,
“Bu takım nasıl kurtulur?”
Bu soruyu cevaplamak kolay mıdır…
Dilimde tüy, kalemimde mürekkep bitti, konuşa yaza…
Sırası geldi anlaşılan, tekrarlamakta fayda var.
Yılmaz Vural, net olmasa da çözüme ışık tutacak önerilerden söz etti, geçen hafta sonuna doğru.
Diyoruz ki, “Gelin ağalar, beyler Sakaryaspor’u önce şu kurtarıcılardan bir kurtaralım”
Şimdilik ses veren yok Yılmaz Vural’dan gayri...
Buna, net olmasa da gazeteci dostlarım Cevdet Güngör ile Ali Fikri Aşık’ın görüşlerini eklemek mümkün…
Kongre gelip kapıya dayandı yine…
Bakıyoruz, ortalığa çıkanlar “Ne yapabileceği önceden belli bir anlayışı sırtlayıp geliyor”
Bu hal, Sakaryaspor’a zaman kaybettirmekten öte bir yol değildir.
Bırakın Sakaryaspor’u kendi haline!
Geçmişte yaşanan benzer kriz ortamlarından kurtulup nasıl düzlüğe çıkıp başarıdan başarıya koştuysa, eminim yine öyle olacaktır.
Ama fırsat verilmiyor buna ne yazık ki…
Yılmaz Vural’ın endişesi de bundan kaynaklanıyor.
Ortada müşahhas örnekler varken yaşanılmış, farklı bir yol ve yöntem aramak beyhudedir.
Zaman israfıdır.
Artık şahısların keselerine dayalı yönetim anlayışı yok.
“One Man Show” yapan başkanlar dönemi kapanalı yıllar aldı.
Şimdi sağlam kaynaklar üzerine oturtulmuş, vilayet, belediye ve sivil toplum kuruluşları destekli takımlar ayakta durabiliyor.
Sakaryaspor bu ilin marka değeri ve hafta sonlarının vazgeçilmez heyecan kaynağı ise valisiyle, belediye başkanlarıyla, milletvekilleriyle, sivil toplum örgütleriyle, sanayicisiyle, taraftarıyla, herkes elini taşın altına koymak zorundadır.
Bu ortamı oluşturabilirsek bırakın 2. Lig’i, TFF 1. Lig dahi bize dar gelir.
Tabandan tavana kurumlaşmayı sağlayacak güçlü bir yönetim de bu anlayışla ve ilin yöneticilerinin önderliğinde gerçekleşir ancak…
Bu zor değil.
İstenilsin yeter ki…
Bu takım, bu anlayış Sakaryaspor’un ne mazisine ne de Sakarya iline yakışır.
İşte öyle kritik bir sürece girildi.
İstiyoruz ki, ne yapacağı önceden belli olan ve Sakaryaspor üzerinden prim sağlamaya kalkan zihniyet sahipleri daha fazla kötülük etmesin Sakaryasporumuz’a…
Biz inanıyoruz ve savunuyoruz ki, Sakaryaspor büyük kulüptür.
Kendine layık olan başkanı da, yönetimi de bulur.
Yeter ki gölge edilmesin.