Ne zaman Sapanca Şiir Akşamları düşer gündeme, 1995 yılında Makedonya Gostivar kentinde 150’ye yakın Müslüman aile çocuğunun sünneti için yola koyulan Adapazarı Belediye Meclis üyesi Cengiz Filiz, SAÜ’den Prof. Dr. Salih Şişek, SAKVA aşçısı Necdet usta, Hendekli Avukat Ekrem Bedir, SAKVA Müdürü Aykut Özmen’den oluşan kafilemizle o renkli şehre yaptığımız gezi gelir aklıma…
Başkan vekili olarak kafile başkanlığını yaptığım o unutulmaz seyahatte tanıdığımız müthiş zengin ve kariyer sahibi Osmanlı Türkü Müfit ile irtibatımız o günden beri sürüp gider... 
Zira onun kafileye olan ilgisi öyle kolay anlatılacak bir şey değildi asla…
Sarayı andıran evini bizlere açan Müfit, Makedonya’nın önemli şehirlerini gezdirmesi yanında Osmanlı’yı vuran ilk topun atıldığı tepede kullanılan silahların saklandığı küçük bir müzeyi de gezdirmiş, o dönemin olaylarını anlatmıştı yana yakıla ve çarpıcı bir dille…
Kardeşi Makedonya’nın Tarkanı olarak bilinen harika bir sese sahipti…
Plakları ülke sınırlarını da aşıp eski Yugoslavya gençliğinin adeta sembolü haline gelince bir trafik kazası ile ortadan kaldırılmıştı… 
Evinin bahçesine yaptığı mezarı, ülkenin her yerinden gelip ziyaret eden gençlerle dolup taşıyordu...
Bizi bir tekkeye götürdü...
Bu Cerrahi Tekkesini rahmetli Özal da ziyaret etmiş…
Daha sonra Sapanca Gölünü andırır harika bir göl kenarına kurulmuş Struga şehrine geçmiştik...
Sutruga’da bir dere üstüne kurulmuş köprüde, her yıl aynı dönemde şiir akşamları yapılıyordu… 
Giderek uluslararası bir hüviyet kazanan şiir akşamlarına katılım, her yıl bir öncekinden daha görkemli hale gelmiş...
İşte bunlardan birinde 1994 yılının birinciliğini “Memleketim” şiiriyle Şair Fazıl Hüsnü Dağlarca kazanmış… 
Bu durum bana da ilham kaynağı olmuştu…
Dönüşte “Benzer özellikler taşıyan Sapancamız’da niye böyle bir etkinlik yapılmaz” şeklinde ısrarlı yazılarım oldu...
Sanırım etkili de oldu ve çok geçmeden Sapanca Şiir Akşamları adı altında, şiirli gecelere açıldı Sapanca…
Bu doğrultuda zamanın Sapanca Kaymakamı Hasan Duruer’in katkıları son derece etkili oldu... 
Daha sonra dönemin Valisi Cahit Kıraç da destek verince, iş bugünlere kadar süregeldi…
Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla daha da yaygın hale gelen Sapanca Şiir Akşamları’nın yaşı henüz genç ancak kısa süredeki uluslararası tanınırlığından olacak, çok sayıda yerli ve yabancı şair, bu renkli organizasyona katılır oldu... 
Böyle bir maziye sahip şiir akşamları ile Sapanca, ulusal ve uluslararası bir hüviyet kazanmış bulunuyor… 
İsteriz ki gelecek kuşaklar da kazanılan bu kültürel zenginliği sürdürsün, yılmadan ve yorulmadan…
Böylece yalnız ülkemizde değil, uluslararası arenada da tanınan, markalaşmış bir “şiir ili” olarak gelişimini sürdürsün…
Bu yıl 19’uncusu düzenlenen Sapanca Şiir Akşamları bu doğrultudaki ümitleri boşa çıkarmayacak düzgünlükte sürüp gidiyor…
Emeği geçen herkese ve kesime Bizim Bahçe’den suda açan “Lotus çiçekleri” gitsin istedik…