Bir zamanlar Sakaryaspor nereye gitse, taraftarı da peşinden gider ve coşkulu havaya renk katardı…

Şu sıralarda o ruh, o heyecan azalsa da yeşil siyah sevgisi yine kendini hissettiriyor ancak, o muhteşem hava yok oluyor yavaş yavaş…

Pendikspor önünde izlerken takımımızı, formasını giydiğim ve her maçta kazanma hırsıyla sahaya çıkan, eski dönemlerin kadrosunda oluşan o kazanma hırsından eser kalmadığını görüyorum üzülerek…

Heyecanı kaybolmuş ruhsuz bir takım izlenimi içerisinde izlerken takımı televizyon ekranından, dalıp gittim o heyecanı kabına sağmayan, çoğunluğu Adapazarlı oyunculardan kurulu kadroların rüzgar misali estiği yıllara ve grubunda olan her takımın korkulu rüyası haline gelen 1965 yılının Sakaryasporuna…

11 oyuncunun çoğu Sakarya amatör liglerinde oynayan ve tek amacı kazanmak olan kuruluş yılının amatör ruhlu; Musa, Beşir, Mikail, İhsan, İsmet, Hüsnü, Zeki, Metin ve Fikret’li kadrosu geldi gözümün önüne…

Ruhsuz, hırssız ve ne oynadığı belli olmayan bir takım olup çıkmış yeşil siyahlı ekip son yıllarda…

Pendikspor gibi sıradan bir takıma 3-1 gibi farklı skorla yenilmek, oyunculara yakışabilse de bizim bildiğimiz Sakaryapor’a yakışmaz asla…

O ruhu ve hırsı çoğu yabancı oyuncu bilmese de giydikleri formanın ağırlığı onlara yeter de artar oysa…

Bizim önderlik ettiğimiz, Sakarya’nın yetenekli gençlerini bulup takıma kazandıran Eski Sakaryasporlu Profesyonel Futbolcular Derneği yok olup gidince, takımdan bundan daha iyisini beklemek esasen mümkün olamazdı…

Taşıma suyla dönmüyor değirmen…

Daha ne kadar yıl bu mantıkla mücadele edilecek…

Bu yönetime düşen görev, işte o ruhu kazandıracak yeni bir oluşum için, bu işe gönül vermiş eski oyuncuları göreve çağırmak ve bir müddet sabırla güçlü ve yerli kadrolar kurmak olmalıdır…

Yok, böyle devam edilirse, kaybolan zamana, paraya ve de keşfedilmeyi bekleyen Sakaryalı yeteneklere yazık olacak…

Altyapıya ağırlık vermek kurtuluş için tek reçetedir…

Sakaryaspor’un içinde sağlıklı bir reform şart…

En kötü şartlarda dahi bugünkü durumdan gayri bir sonuç alınmaz…

Sabırla ve araştırma, geliştirme ile organize edilecek sağlam bir altyapı organizasyonu ile işe sıfırdan başlamak gerekiyor…

Aksi halde hep böyle taşıma suyla oyalanıp durulur…

Sakarya seyircisi kendine yabancı takımı sevmez…

Sakaryaspor için taşın altına elini değil gövdesini koyan bir başkan ve yönetim var…

Onların da bu gidişten keyif aldığını sanmam…

Yol yakınken bir reform hareketi başlatmak, onların adının Sakaryaspor tarihine altın harflerle yazılmasını sağlar…

Aksi halde sıradan, amatör ve de pahalı bir takımla geçip gider zaman…

Yeniden o şaşalı Sakaryaspor’un bir an önce kurulması adına yönetime kolaylıklar dileğiyle...