Hemen her maç sonrası statta yaşanan taraftar olaylarına değinir, değinmekle de kalmaz “Yapmayın ağalar, beyler! Bu yakışıksız hareketin mali açıdan faturasını, elde forma pazarlamak adına canı çıkan yönetim kurulu ödemek zorunda kalıyor” diye de izah etmeye çalışırım…
Kesilen cezaların bir sezonluk bedeli, en az iki oyuncunun transferine eşit neredeyse…
Eline geçirdiği bir su şişesini sahaya fırlatan, yetmez bir de durup dururken ve dahi hiç de gereği yokken sahaya girip oyuncu kovalamak da neyin nesidir arkadaş!
Böyle yapmakla hiçbir şey kazanmadığın gibi takımımıza kaybettirdiğini bir düşün hele!
Bu nasıl taraftarlık!
Futbol, şehirler arası turizme katkısı bir yana, yeneni yenileni ile 90 dakikalık bir heyecan kaynağıdır, ortak tutkumuzdur…
Senin bunu bozmaya hakkın olmadığı gibi tek kuruşa dahi ihtiyacı olan takıma verdiğin zararı neyle ve nasıl izah edebilirsin!
Böyle seyirci, taraftar denilebilir mi!
Hep yazarız, uyarırız “Böyle zarar verici insanları içlerinde barındırmasın gerçek taraftarlar” diye…
Yine de önüne geçemeyiz ne hikmetse ve ne yazdıksa…
Artık böyle yapmakla takımlarını ve yöneticilerini güç durumda bırakanlara fırsat vermek bir yana, tutup kolundan yetkililere teslim etmenin zamanı geldi de geçiyor…
Önümüzdeki haftalarda benzer olaylar olmaması için sağduyu sahibi seyircilerimize, taraftarlarımıza büyük görev düşüyor…
Yoksa seyircisiz maç cezaları, yüklü para cezaları bizi bekliyor… İnanın…
Bu duygularla, bir kez daha hatırlatmak gereği duyduğum olayların sona ermesi adına takımlarını seven ve yanında olan her taraftara “Karanfiller” gönderelim istedik…