Baba mesleğimizdi halıcılık ve mobilyacılık…
O nedenle bilirim mesleğin cemâziyelevvelini…
1950’li yılların ortasından Yeni Sakarya Gazetesi’nin ofset tekniğiyle hazırlanmaya başlandığı 1980’li yıllara dek içinde bulunduğum mobilya sektördeki sıkıntının, daha doğrusu kan değişikliğini göz önüne alarak yapılan yanlışların nelerden kaynaklandığı üzerinde durup, geleceği inşa etme adına “sektörün sınıfta kaldığını” görüyorum üzüntüyle…
Ankara Siteler ağırlıklı iş kolu ile toparlanıp benzer üretimlerle bölgenin yeni ve parlayan yıldızı olma özelliğini yakalamışken saçlarından sıkıca, ne oldu da bu ateş kısa sürede sönüverdi…
İşin zor olan tarafı, yani imalat kısmı atılıp bir kenara, sıradan ve hazır mal alıp satıp kazanma arzusunun hakim olduğu bir döneme geçildi…
Çok geçmeden kurdukları organize sanayi bölgeleri ile İnegöl, “Mobilya sektöründe ben de varım” diyerek iddialı bir başlangıç yaptı önce…
Bu anlayışla bırakın ilimizi, Ankara Siteleri dahi geride bırakacak ürünleriyle imalathaneler kuruldu…
O gün bugündür Sakarya mobilya satıcılarının vazgeçemediği üretim bölgesi haline geldi İnegöl…
Son zamanlarda Sakarya’da üretime dayalı organize sanayi bölgesi için geç kalınmış olsa da bazı girişimlerin olduğu görülüyor…
Kaynarca’da kurulan mobilya ihtisas organize sanayi bölgesi sanırım sektörde yeni bir başlangıç olacak…
Orada görev alacak, işinin ehli meslek erbabı marangozlara ihtiyaç var…
1950’li yılların usta isimleri Arif Balcıoğlu, Ali Güler, Hasbi Sancak piyasalardan çekileli yıllar oldu…
Kimi vefat etti, kimi “yoruldum” deyip uzaklaştı…
Şimdi onların yetiştirdiği bazı usta isimler yanında, bu işi severek yapan yeni ve genç bir nesil geldiğini duyuyorum…
Onların hedefi, “birlikten güç doğar” anlayışıyla hareket edip bir araya gelerek “markalaşmak” olmalı…
İlimizde yakın gelecekte, yerini almasa da İnegöl ile rekabet edecek bir sanayileşme hareketi başlatılması sevindirici…
Aksi halde aynı tas aynı hamam, değişen bir şey olmadan Ankara, özellikle de İnegöl ağırlıklı mobilya piyasasının değirmenine su taşımaktan kurtulamayız…
Kurulan ve kurulmakta olan organize sanayi bölgelerine eleman yetiştirme kurslarına ve meslek liselerine, bu dönemde her zamankinden daha çok ihtiyaç var…
Unutulmamalı ki ilimizde un, şeker, her şey var…
Eksik olan, helvayı yapacak ustalar…
O da ancak vasıflı, kaliteli, işinin ehli, yetiştirilmiş genç kuşaklarla giderilebilir…
Mobilyada yeniden “marka kent” olmak istiyorsak, bu doğrultuda bilimsel bir altyapı ve kaliteli eleman ihtiyacını bir an önce gidermek şarttır…
Vali Ahmet Hamdi Nayir’in de iştirak ettiği SAMİKOP kongresinde, işin önem ve mahiyetinin anlaşılması konusu işlenmiş, anlaşılan…
Dileğim “yitiğin” bir an önce bulunmasından yanadır…
Bu doğrultuda yola koyulan ve işin önemini kavrayan sektör temsilcilerine kolaylıklar dileğiyle “Beyaz güller” gitsin istedik…