Değerli okurlar. Kosova’da yaşayan Sırp azınlık toplumunun Belediye seçimlerini protesto etmeleri üzerine geçen yıl başlayan gerginlik tekrar alevlendi. Hafta sonu -26 Mayıs- Kosova- Mitrovica’da yaşayan Sırp azınlık toplumu tarafından bir nevi isyan başlatıldı.

Halkımızın Kosova’da ne olup bittiğinden –tam anlamıyla- haberi olmuyor. Ne yazık ki Kosova, hiçbir zaman gerçek anlamda Türkiye’nin derinlikli gündemi olamadı. İleriki günler de bu konuyu konuşacağız. Önce kısa bir bilgi vermek isterim.

1911-1912 yılındaki savaşlardan sonra Osmanlı İmparatorluğu Balkanlardan tamamen geri çekilmek zorunda kaldı.  1389 Kosova yenilgisini unutmayan Sırbistan, Müslüman Arnavutların ülkesi olan Kosova’yı tamamen işgal etti. 1945 yılında kurulan Yugoslavya Devleti içinde Kosova otonom bölge olarak Sırbistan’ın hâkimiyetinde kaldı.

Sırbistan devlet Başkanı Slobodan Miloseviç tarafından 1989 yılında otonomi statüsü kaldırılan Kosova, tamamen işgal edilmiş oldu. 1992-1996 tarihleri arasındaki Bosna savaşı ardından Kosova’ya yönelen Sırbistan, Arnavutlar üzerindeki baskı ve zulümleri iyice arttırdı. Âdem Jashari liderliğindeki UÇK’nın iki yıl süren direnişi ve ardından Mart 1999’da NATO Hava kuvvetlerinin Sırp askeri hedeflerini aylarca bombalaması sonucunda Sırbistan askeri güçleri Kosova’yı tamamen terk etmek zorunda kaldı.

UNMIK - BM’nin Kosova Askeri gücü gözetiminde birkaç yıl geçiren Kosova 17 Şubat 2008 tarihinde Cumhuriyet ilan etti. Kosova Cumhuriyeti’ni ilk tanıyan ABD’ydi. İkinci tanıyan ülke Türkiye oldu. Şu anda 117 ülke tarafından resmen tanındı.

Kosova halkının neredeyse tamamı (%94) Arnavut’tur. Azınlık olarak % 4 Sırp var. Geriye kalan %2’lik dilimde; Türk, Boşnak, Haşkali ve Rom’lar var. Atalarımın göçmen olarak geldiği Kosova, Arnavutların ülkesidir.

2008 yılında resmen “bağımsız ülke” olan Kosova, kendi kurumlarını oluşturdu. Kosova sınırları içinde yaşayan tüm vatandaşlarına kimlik kartı ve pasaport vermeye başladı. Ülkede yaşayan Sırplar, Kosova’yı devlet olarak kabul etmedikleri için, devletin verdiği nüfus kimlik kartını almadılar. Ellerinde mevcut bulunan eskiden Sırbistan Devletinin verdiği “Sırbistan Vatandaşı Kimlik Kartını” taşımaya devam ettiler.

Ta ki 2021 yılında Başbakan Albin Kurti, bu gidişata dur diyene kadar sorun yoktu. Devlet otoritesine sahip olmanın gereği olarak 2022 yılından itibaren azınlık Sırp vatandaşlarının Sırbistan Kimlikleri iptal edildi.

Azınlık olarak yaşayan Sırplar, Kosova devletinin kendilerine vereceği yeni kimlikleri reddettiler. Sırbistan’ın gizli ve açıktan verdiği emirle Kosova kurumlarından ve parlamentodan ve yaklaşan yerel seçimleri boykot ederek çekilen Sırp azınlık, Kosova devlet otoritesini sarsmak ve “paralel yönetim” oluşturmak için Mitrovica’da özerk “Sırp Belediyeler Birliği” oluşturmak istedi.

Kosova’daki Sırpların bu hamlesinin amacı, Kosova hudutları içinde aynı Bosna’daki Dayton anlaşmasına benzeyen bir Sırp kantonu oluşturmaktı. Sırp Belediyeler Birliği planı başarılı olsaydı ilk adımda Kosova’nın kuzeyi resmen Sırp Kanton Bölgesi’ne dönüşecekti. İkinci adımda referandum yaparak Sırbistan’a dâhil olmaktı. Böylece, savaşı kaybeden Sırbistan, azınlık Sırplar üzerinden Kosova’nın bir parçasını koparmış olacaktı. 

ABD’nin Batı Balkanlar Özel Temsilcisi Pablo Escobar, Sırpların talebi olan Sırp Belediyeler Birliği’ni kabul etmesi için Kosova hükümetine baskı yapmasına rağmen Başbakan Albin Kurti geri adım atmadı. “Kosova Sırp Kantonu” adımlarına onay vermek, Kosova’nın parçalanması demektir. Kosova’yı tekrar savaşın içine çekecek böyle bir adım elbette Arnavutlar tarafından reddedildi.

Diğer yandan geçtiğimiz yılda aynı sebeplerle Mitrovica’daki anayollar Sırp azınlık tarafından kamyon barikatlarla trafiğe kapatılmıştı. Tansiyonun çok yükselmesi sebebiyle ABD’nin isteğiyle ertelenmiş olan Belediye seçimleri bu yıl 23 Nisan’da yapıldı. Sırpların boykot ederek sandığa gitmediği seçimlere katılım çok az olmasına rağmen belediye başkanlıklarını Arnavut adaylar kazandı.

Kosova Devlet otoritesini reddeden azınlık Sırplar, yeni seçilen Arnavut Belediye Başkanlarının göreve başlamasına engel olmak için protestolara başladılar. Belediye binalarının önüne barikatlar kurdular. Sırp azınlığın yaşadığı Mitrovica’nın kuzeyindeki belediyeler Zvecan, Zubin Potok, Jarinje ve Leposaviç’te başlayan protestolar kesinlikle demokratik talepler değil. Protestoya katılan grupları ajite edenler Sırbistan’da eğitim alan “paramiliter” askerlerden oluşuyor. Aslında yerel Sırp halkı normalleşme istiyor. Kosova hükümetinin kendilerine baskı yapmayacağına inanıyor ama ne yazık ki radikal Çetnikler ve Sırbistan Kosova’da normalleşme istemiyor.

Tansiyonun yükselmesi üzerine İtalyan ve Macar askerlerinden oluşan KFOR askeri gücü ve Kosova Özel Kuvvetler askerleri protestoculara müdahale etti. Protesto ve ayaklanmalarda 50 KFOR askeri yaralandı. Onlarca araç ateşe verildi. Kosova Polis araçları yakıldı.

Sırbistan Cumhurbaşkanı Vuciç’in,  orduya "Hazır ol" emri vermesi ve Sırp Ordu Birliklerinin Kosova sınırına doğru hareket etmesinin iki sebebi var. Biri iç siyasette seçmenlerini konsolide etmek. Diğeri de Kosova’daki azınlık Sırplar üzerinden batı ülkeleriyle yaptığı pazarlıkta elini kuvvetlendirmek.

*

Arnavutların Belediye Başkanı seçilmesi üzerine -ilk defa- 2008 yılından beri Mitrovica’nın kuzeyindeki belediye binalarında dalgalanan Sırbistan Bayrağı indirildikten sonra yerine Kosova Bayrağı göndere çekildi… Kosova Devleti otoritesini göstermiş oldu.

Olayların buraya gelmesine en büyük sebep; ABD ve Avrupa’nın Sırbistan’ı şımartması ve gereğinden fazla tolerans göstermesidir. Zaten batının bu yanlış tutumunun Bosna’da nelere mal olduğunu tüm dünya ibretle görmüştü. 

Sırplar söz konusu olduğunu şimdiye kadar her zaman suçlanan, fedakârlık yapması gereken taraf Arnavutlar oldu. Demokratik batı, Sırpları sıkıştırmak yerine Kosova’ya baskı yapmaya devam ediyor.

Umarım, Albin Kurti geri adım atmaz.