Kaynarca, Kimyasal ve Plastik OSB meselesi ve farkı görüşler.
SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Akgün ALTUĞ, “Biz kimyadan korkuyoruz. Kaynarca’yı Dilovası yapmayacağız. Kimya dediğimiz şey hayatın her yerinde var. Avrupa’nın en yeşil şehirlerinden Düsseldorf ve Leverkusen kimya ile gelişti. Neden örnek olarak hep Dilovası veriliyor? Eğer Kaynarcalı istemezse burada OSB yapılmaz. Burada yapılması Sakarya’ya kaybettirmez, tam tersine şehir için büyük fırsat olur. Biz Kaynarca’nın Yeşil Kimya ile gelişmesini, Leverkursen gibi olmasını isteriz.” Dedi.
CHP Sakarya Milletvekili Ayça Taşkent, TBMM Genel Kurulu’nda konuştu;
“Bir kentin ekonomisinde, tarım kadar sanayiinin gelişmesi önemlidir ancak Sakarya’da OSB’ler için tarım arazileri adın adım yok ediliyor. Şimdi de kimya ve plastik ağırlıklı yeni bir OSB planının gündemde olduğunu duyuyoruz. Bu yalnızca çevreyi değil, doğrudan halk sağılığını ve yaşam hakkını tehdit eden bir adımdır.
Denetimsiz sanayileşmenin, kimya tesislerinin hoyrat üretimin Dilovası’nı nasıl bir kanser ovasına çevirdiğini gördük. Şimdi aynı senaryo Sakarya’ya taşınmak istenmekte. Sakarya’daki OSB’lerde yaşanan çevre kirliliğini engellemeyenler Kaynarca’yı nasıl denetleyecek?
Sanayi gereklidir ama üretim; toprağı yok ederek, suyu zehirleyerek, havayı kirleterek yapılamaz. Sakarya’nın verimli toprakları, kapımıza dayanan gıda krizlerine karşı bu ülkenin en büyük güvencesidir. Doğrudan yaşam hakkını savunduğumuz için Sakarya’yı Dilovası’na çevirmeyeceğiz.”
Kaynarca Belediye Başkanı Kadir Yazgan, “Kaynarca’ya da Sakarya’ya da kimya OSB ihanettir, tavrım net, karşısındayım.” Diyerek görüş belirtti.
Proje Sakarya kamuoyu tarafında ve özellikle Kaynarca’da büyük tepki çekti ve karşılık bulamadı. Uzunca yıllardır tartışılan, dönem dönem unutturulan proje, anlaşılıyor ki ertelemek tepkileri dindirmek çabası sergilenmekte.
Proje, 5600 dönüm verimli tarım arazisi üzerinde yapılması planlanmakta. En temel itiraz konusu ise; çevre ve tarım tehdidi, diğer yandan halk sağlığı tehdidi ortaya çıkacak.
Zehirli gaz, kimyasal atık salınımı gibi tehlikeler taşıdığı söylenmekte.
En çarpıcı tespit ve iddia ise; kuzey rüzgârları ve kimyasal tehdidin Adapazarı, Yenikent bölgesi ilk elden olumsuz etkileyeceği tespiti yapılmakta. Sağlık tesislerinin bu bölgede olduğu düşünülürse, tehlikenin boyutunu anlamak mümkün…
Diğer taraftan ise; verimli tarım topraklarının heba edilmesi, gıda güvenliğinin hiçe sayılması demek. Gıdaya ulaşımın bu denli güç olduğu, dünya gıda krizi tehdidi altında iken verimli tarım topraklarının sanayileştirme çabası en hafif haliyle akıl tutulması olsa gerek.
Sanayileşmenin önüne set çekelim, engel olunsun da demiyorum pek tabi, buna uygun alanlar tahsis edilmeli, şehrin en verimli toprakları sanayi emrine verilmesin, hele ki insan yaşamını tehdit edecek sanayileşme yerleşim alanlarının içine yapılmamalı.
Burada itirazın en önemli ayağını özensizlik oluşturmakta, sanayileşme çılgınlığına teslim olmak yatmakta. Her akla gelen alan/bölge OSB adı altında dönüşüme tabi tutulamaz. Buna dair Kaynarca Belediye Başkanı Kadir Yazgan’ın belirttiği tavır son derece doğru, “Kaynarca’ya da Sakarya’ya da kimyasal OSB ihanettir.”
Durumu anlatmak için başkaca söze ihtiyaç yok, ağdalı ifadelere müracaat etmeye de gerek yok.
İnsan yaşamından daha değerli ne olabilir, sağlıklı yaşamın koşullarını oluşturamıyorsanız sanayileşme ile elde edilecek zenginlik/varlık kime neye yarasın.
SATSO Başkanı Akgün ALTUĞ, “Biz almazsak Düzce’ye Yalova’ya giderler” diyor.
İnanınız bahse konu şehirlerde ki direnç bizden daha fazla olur ve konu tartışılmaya dahi açılmadan kapanır. Dilovası gerçeği ortada dururken ve yaşanılan kanser vakaları oranları bilinirken, her nereye giderse gitsin bizden fazla dirençle karşılaşırlar.
Bu anlamda inatlaşmaya da gerek yok, kimya OSB şartlarına uygun alan ne Sakarya’da var ne de bahsedilen şehirlerde. Tarıma verimli araziler ile anılan bölgeler için kimyasal barındıran OSB gerçeklikten, akıldan ve bilimden uzak…
Sözü uzatmaya da gerek yok, Ziraat Mühendisler Odası Sakarya İl Temsilcisi Ziraat Mühendisi Makbule Durmuş açıklamasında, “Bu proje kamu yararına değil; kamu zararına hizmet eden bir girişimdir. Siyasi iradeyi; bilimsel gerçekler, çevre hukuku ve Sakarya halkının ortak çıkarları doğrultusunda hareket etmeye davet ediyoruz. Sakarya’nın kirli sanayiye teslim edilmesine, topraklarımızın bir kez daha feda edilmesinde izin vermeyeceğiz.” Diye hem durumu anlatan ve hem de itirazı ortaya koyan ifadesinden anlaşılacağı üzere kararlılık ile bu konuyu kapatmalı ve noktayı koymalı.
KAYNAK: YENİ SAKARYA GAZETESİ