Yazının başlığına oturan ifade, sanmayın ki bendenize ve de yalnızca bir okuyucuya ait…

Tozlu Camii’nin tepesine kondurulan ve duyarlı çok sayıda okuyucumuzun benzer, hatta daha da ağır tenkit ve sitemleri ile karşıladığı minare (!) konusunu gündeme getirmemizin kaçılacak ve de kaçınacak bir yanı kalmadı artık…

Zira öylesine yoğun tepkiler var…

“Bakınca caminin çatısına Avrupa ülkelerindeki kiliselerin çan kulesini andırır bir manzarayla karşılaşıyoruz…

Bu kule ile ne yapılmak isteniyor, bunu izah etseler de ona göre hareket etsek!” diyen kişi sayısı kulenin ortaya çıkmaya başlamasıyla daha da artacağa benziyor…

Duyuyorduk çeşitli şekillerde tepkileri ancak “Kaldırın şu çan kulesini!” diyen birine ilk kez rastlıyoruz…

Böyle olunca da sırtımıza yüklenen “Siz gazeteciler” diye başlayıp “Bunu görmüyorsunuz” şeklinde devam eden suçlamalara karşı geç de olsa keyfiyeti kamuoyu ile paylaşmak zorunda kaldık…

Diyeceksiniz ki sizin görüşünüz ne peki…

Daha ilk günde minarenin sevimsizliği konusunda tepki gösterenlere katıldığımın bilinmesini isterim…

Tozlu Cami Mütevelli Heyeti ve caminin mimarı Muhammet Dayal buna ne der, bilemem!

Ancak İslam kültür ve medeniyetinde yeri olmadığı konusunda oluşan zihniyetin giderek arttığını görmezden gelemeyiz…

Zaten caminin modern mimarisine tepkiler sürüp giderken, kalkıp bunu pekiştirecek bir başka sevimsizliğe imza atmayı izah etmek zor olsa gerek, halka…

Hiç yoktan böyle bir üzüntünün oluşması, sanırım dikkate alınır…

“Ve gereği zor da olsa yapılır” görüşüne katılmamak mümkün değil…

Cemaatin ve halkın bu doğrultudaki düşüncesi dikkate alınır mı bilemiyorum ancak tenkitlerin burada ve bununla kalmayacağının altını önemle çizmek isterim…