Sehle Varlık

Fahri Tuna’nın ‘Kırklanmış Portreler’ Kitabında Dil, Anlatım ve Üslup;

Fahri Tuna, Hem Dil Hem Anlatım Bakımından Güçlü, İçten ve Estetik Bir Portreler Galerisi Sunmakta

1. Dil Kullanımı:

Yazarın dili oldukça sade, anlaşılır ve doğal. Türkçeyi doğru bir biçimde kullanıyor. Cümle yapıları hem edebî bir tat bırakacak kadar özenli hem de okuru yormayacak ölçüde yalın. Bu dil sadeliği, özellikle hikâye anlatımında okurun metinle kolayca duygusal bir bağ kurmasını sağlıyor.

Yerel deyimlere, halk arasında kullanılan ifadelere ve kültürel göndermelere sık sık yer veriyor. Bu da anlatıma sıcaklık ve samimiyet katıyor. Özellikle Anadolu kültüründen beslenen anlatılar için bu tarz bir dil tercihinin çok isabetli olduğunu söyleyebilirim.

Ancak, kimi yerlerde bilinçli olarak kullanılan tekrarlar ve hafif ironik/samimi ifadeler, yazarın hedeflediği okur kitlesine ve metnin genel tonuna bağlı olarak avantaj ya da dezavantaj olabilir.

Kırklanmış Portreler'de Tuna, edebî sanatları doğal bir akış içinde ve son derece zengin bir çeşitlilikle kullanmışta. Anlatısına derinlik ve kültürel bir katman kazandırmak amacıyla özellikle telmih, tevriye, cinas, tecahül-i arif ve mübalağa sanatlarına sıkça başvurmuşta. Bu sanatlar, metne hem şiirsel bir tat hem de düşünsel bir derinlik kazandırmış; okurun metnin hem görünen hem de gizli anlam katmanlarında gezinebilmesini sağlamışta. Tuna’nın bu edebî sanatları abartıya kaçmadan, metnin doğallığını bozmadan ustalıkla işlemesi, onun anlatımını etkileyici ve kalıcı kılmışta.

Özetle: Türkçeyi doğru, akıcı ve etkili kullanıyor. Duygu aktarmada başarılı.

2. Üslup:

Yazarın üslubu sıcak, içten ve yer yer melankolik bir tona sahip. Özellikle anımsatma, betimleme ve kişisel dokunuşlarda çok başarılı. Anlattığı olayları sadece aktarmıyor, onları adeta küçük resimler gibi çiziyor.

Bazı belirgin üslup özellikleri şunlar:

Halk anlatıcısı edası: Özellikle Tak tak tak... gibi ses tekrarları ve basit eylem taklitleriyle anlatıya hem ritim hem de sözlü kültür havası katıyor.

İçtenlik ve samimiyet: Kendi anılarını veya duygularını, doğrudan bir sohbet edasıyla dile getiriyor. Okurda bir yakın arkadaş duygusu yaratıyor.

Edebi zenginlik: Dili süslemek için aşırıya kaçmadan, zaman zaman güçlü imgeler ve kültürel referanslar kullanıyor. Bu da metne derinlik kazandırıyor.

Bununla birlikte, bazı paragraflarda üslubun fazla kişiselleştiği ve kurgu-dışı yazı sınırına kaydığı yerler var. Eğer amaç edebî bir hikâye anlatımıysa, bu noktada daha dramatik veya sanatsal bir işçilik beklenebilirdi.

Özetle: Üslubu doğal, içten ve yerel motiflerle süslenmiş; edebi derinliği zaman zaman dalgalı.

3. Anlatım Tekniği:

Yazar doğrudan anlatımı tercih ediyor. Yani olayları ya da gözlemleri doğrudan sunuyor, dolaylı anlatım tekniklerini (örneğin bilinç akışı, iç monolog vb.) fazla kullanmıyor.

Zaman kullanımı: Geçmiş zamanla anlatım tercih ediliyor, bu da anı/hikâye havasını güçlendiriyor.

Olay örgüsü: Olaylar çok büyük dramatik dönüşümler içermiyor. Daha çok bir anı ya da küçük bir kesit şeklinde veriliyor.

Karakter anlatımı: Karakterler (örneğin, öğretmen baba, köy halkı) kısa ama etkili birkaç cümleyle tanıtılıyor. Ayrıntıya boğmadan karakterlerin ruh hâli veriliyor.

Bu yöntemler metnin anlatımındaki samimiyet, metne doğal bir sıcaklık ve içtenlik kazandırıyor. Okur, anlatılanları yalnızca bir hikâye olarak değil, sanki bir dost sohbeti gibi deneyimliyor. Bu içtenlik, yapaylıktan uzak, doğrudan ve sade bir dil kullanımıyla destekleniyor. Ayrıca, yazarın başlık seçimlerindeki özgünlük, yazının ruhunu daha en baştan hissettiriyor. Başlıklar, sadece birer etiket değil, metnin duygusal tonunu önceden sezdiren güçlü ipuçları olarak işlev görüyor ve okuyucuyu metne çekmede etkili oluyor.

Özetle: Anlatım doğrudan ve etkili; dramatik yapı zayıf ama duygusal derinlik kuvvetli.

4. Genel Değerlendirme:

Son tahlilde, yazar Tuna, Kırklanmış Portreler adlı eserinde- ki bu kitapla ESKADER 2022 Yılın Portre Kitabı Ödülünü de kazanmıştır- özgün üslubunu, kendine has zengin çağrışımlı diliyle ve yalın, sıcak, samimi bir Türkçe kullanımıyla ortaya koymuştur. Beşinci portre kitabı olan bu eserinde Tuna, yazarlık serüveninin ulaştığı tüm olgunluğu gözler önüne sermekte; hem dil hem anlatım bakımından güçlü, içten ve estetik bir portreler galerisi sunmaktadır.

*Ali Dilmen Anadolu Lisesi ve Erenler Yazarlık Mektebi öğrencisi, 30.04.2025 tarihinde düzenlenen ‘Kırklanmış Portreler Paneli’nde sunduğu bildirinin metnidir.

Sevda Hilal Göçen*

Fahri Tuna’nın ‘Kırklanmış Portreler’ Kitabında Medeniyet ve Tarih Algısı; Gerçek Medeniyet Algısını Yudum Yudum Anlatıyor

Merhaba değerli arkadaşlar,

Bugün çok değerli Fahri hocamızın ödüllü kitabı Kırklanmış Portreler üzerinden Fahri hocamızın bizlere aktarmış olduğu medeniyet ve tarih algısından söz edeceğim.

Fahri hocamız bu kitabında, bizlere, Türk medeniyetini Anadolu insanının tatlılığıyla gerek çalışkanlığıyla aktarmış, İslâm medeniyetinin köklerinden bahsetmiş ve ahlâkî değerlerimize vurguda bulunmuştur.

Bizlere bugün ki medeniyet algısından çok, gerçek medeniyet algısını yurdum insanıyla anlatmış ve kitabına bizlerden izler katarak bir yol izlemiştir.

Bizlere kitabındaki portrelerde yer alan her biri alanında uzman bireylerle tarihi yolculuğumuzu aktarmıştır.

Samimi ve mizahî üslubuyla, bizleri içine alan muhteşem bir kitap, Kırklanmış Portreler.

*Ali Dilmen Anadolu Lisesi ve Erenler Yazarlık Mektebi öğrencisi, 30.04.2025 tarihinde düzenlenen ‘Kırklanmış Portreler Paneli’nde sunduğu bildirinin metnidir.

Hatice Ecren Ediş*

Fahri Tuna’nın ‘Kırklanmış Portreler’ Kitabında Kadın Olgusu;

42 Portreden 20’si Kadın; Teşekkürler Tuna

Kadınları yazarken onlara da değiniyor. Sadece olaylara değil. Karakterlerinden, yetişme şekillerinden ve daha nicesinden...

Anlatırken isimlerinden ziyade onlar için sıfatlar kullanıyor. Bazen hareketlerinden bazen de görünüşlerinden çıkanlardır bu sıfatlar.

Örneğin bahsederken gözlerine hitaben "Deniz gözlü şair kız." ve bazen de "Deniz yüzlü" demiş.

Okurlarına hoş betimlemeler veriyor, "Siyah kuğu" gibi.

Yazar Tuna kadınların görünüşünü ve kişiliklerini anlatımı başarılı. Yanınızda gibi hissedebilirsiniz.

Tabii yaptıklarına da değiniyor. Bunlardan gururlandığını bize ufak ufak sezdiriyor. Anlatırken anıları da işe dâhil ediyor. Bu ise onları günlük hayattan bir parça da olsa bilmemizi sağlıyor.

Kimi zaman kadınları çocuklar, köprüler gibi kelimelerle bağdaştırıyor. O şekilde kâğıda aktarışı güzel çağrışımlar uyandırıyor. Gerçekle arasındaki bağı koparmadan anlatıyor.

Yazar Tuna bu kitabında kırk iki portreye yer vermiştir. Bu portrelerden neredeyse yarısı kadındır. Teşekkürler Tuna.

*Erenler Vali Mustafa Cahit Kıraç Anadolu Lisesi ve Erenler Yazarlık Mektebi öğrencisi, 30.04.2025 tarihinde düzenlenen ‘Kırklanmış Portreler Paneli’nde sunduğu bildirinin metnidir.