Hem ilimizin hem de ülke gündeminden düşmemesi gereken konuların başında gelir deprem…
Kurum ve kuruluşlar afet farkındalığının sağlanması ve hazırlığının tamamlanması, bilincin artırılması adına programlar düzenler, bilirkişiler bu toplantılarda anlatır afet öncesi, esnası ve sonrasında yapılması gerekenleri…
Tüm bunlar isabetli ve yerindedir elbette…
Gel gör ki bunca farkındalık eğitimine, bilinçlendirme çalışmalarına karşın çevremden de edindiğim izlenim pek iç açıcı değil…
Buna en basit ve çarpıcı örnek olarak, AFAD’ın her evde bulunmasının ne denli önemli olduğunun altını çizdiği afet ve acil durum çantasının, tüm bilgilendirmelere rağmen ne yazık ki halâ çoğu evde bulunmamasını gösterebiliriz…
İlin deprem dirençli hale getirilmesi için yapılırken plan ve projeler, hemen herkes bu adımların merkezi ve yerel yönetimlerce atılmasını beklerken, neden bizler de bireysel olarak gerekenleri yapmayız diye düşünmeden edemiyorum…
Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinde, bir ovaya kurulu şehrimizin, 25-30 yıllık periyotlarla büyük yıkıcı deprem yaşadığı göz önüne alındığında, bir sonraki depremin yaklaşmakta olduğunu söylemek zor değildir, gerçekleşmesi de sürpriz olmayacaktır…
Zaman daralırken, yalnızca kamu kurum ve kuruluşlarının hazırlıklarını beklemek yerine, bugünden tezi yok, bireysel olarak evlerimizde, işyerlerimizde gerekli hazırlıkları tamamlamalıyız…
“Sen önünü kış tut, yaz çıkarsa bahtına” diye bir güzel atasözümüz vardır…
Anlatmak istediğim de tam olarak budur…
“Olacak mı?” deyip kara kara düşünmek yerine, olacağını bildiğimiz deprem kapımızı çalmadan alalım önlemlerimizi…
Bu duygu ve düşüncelerle, bu konuda kafa yoran, mesai yapan, taş üstüne taş koyan, emek veren, hazırlıklarını tamamlayan ve dahi tamamlamaya koyulan herkese ve her kesime Bizim Bahçe’den “papatyalar” gönderelim istedik…
Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ