Ülkemiz yeni yılla beraber belki de tarihinin en sıkıntılı dönemlerinden birini daha yaşamak zorunda kalıyor…

Bütün bunları aşabilmek için kabuğunu kırıp dışa açılan devletimiz, özellikle “millileşme” adına verdiği mücadele sonucu kazandığı özgüven ile yola koyulup, savunma sanayiinde belli bir hedefe koşan ve bu doğrultuda beklenilmeyen bir seviye yakalayan ülke konumuna yükseldi…

Bu durumu hazmedemeyen ve bugüne değin ülke üzerinden her istediğini elde eden dış güçler türlü şekillerde ve türlü tezgahlarla üzerimize gelmeye başladılar…

Güneydoğu Anadolu’da, Akdeniz’de ve nihayet Libya’da hak arama adına başlatılan her harekata tepki gösterip türlü bahanelerle, eski edilgen ve esir Türkiye özlemiyle, üstü örtülü ya da açık üstümüze gelmek isteyenlerle yapılan mücadele, giderek daha sıkıntılı bir geleceğe doğru yol alıyor…

Devletimiz bu zorlu süreçte dost-düşman kim, onu bir daha test ederek, yoluna devam edeceğini gösterir mert bir tavır sergiliyor…

Millet olarak işte böyle zor ve sıkıntılı bir süreçten geçiyoruz…

Sağcısı solcusu, Kürdü Türkü, Alevisi Sünnisi ile dün “Kurtuluş” adına her olumsuzluğu atıp bir kenara, düşmana karşı kurşundan askerler gibi dizilip kol kola giren o şuurlu anlayışa ihtiyaç var bugün…

Ya böyle hareket edip esenliğe çıkacağız ya da o zor ve sıkıntılı süreçte zorlanacağız…

Gelişen olaylara rağmen, beni bütün bu olumsuzluklar içerisinden çekip çıkaran görüşleri ile her zaman gönlümde ayrı yeri olan devlet adamı olarak rahmetli Hasan Celal Güzel’in şu sözleri olmuştur;

“Türk hiçbir şeyden korkmaz. Ne Rusya ne Amerika! Neymiş, onların atom bombası varmış…

Sanıyorlar ki Türkiye’nin yok.”

Evet…

Ülkemiz bugün Suriye’de, Akdeniz ile Libya’da hakkını arıyor ve almada kararlı…
Önce diplomatik yollarla haklılığını ispata çalışan, sonra da sahada her türlü zorluğun üstesinden gelmede kararlı bir devlet politikası yürütülüyor…

Bu doğrultuda kendi gücüne güvenen bir yol ve yöntem izliyor ülkemiz…

Bu soylu yürüyüşe köstek olanlara söylenecek söz bulamıyorum…

Yarım asırdır böyle bir güç oluşmasın diye ülkenin başına bela ettikleri pkk ile enerjisini tüketen bir devlet haline gelen ve artık bıçak kemiğe dayandı deyip kendi kaderini kendi eliyle çizmek isteyen güçlü Türkiye’nin bugün tek ve önemli talebi, “içerde oluşacak birlik ve beraberliğe olan ihtiyaçtır.”

Ünlü Batılı müsteşrik Bernard Show’un “tarihin kaydettiği en büyük medeniyet” dediği cihan imparatorluğu Osmanlı’yı yıkan anlayış dışardan değil, içerdeki hainlerce planlanmıştır…

Türkiye’nin varlığından rahatsız olanların değirmenine su taşıyanların dönemi artık sona erdi…

Böyle olduğunu gösterir bir anlayış içerisinde içerde dışarda mücadele veren devletimizin ve şanlı ordumuzun yar ve yardımcısı olsun yüce Mevla…

Bu uğurda canıyla kanıyla mücadele veren devletimize ve kahraman Mehmetçiklerimize “Orkideler” gönderelim istedik…