AK Parti il başkanı iken neredeyse çeyrek asır öncesi yapılan genel seçimde milletvekili sıralamasında altıncı sıraya konulunca küsmüş bir haldeyken, tebrik etmiştim kendisini milletvekili olacağına yönelik moral verici sözlerle…
Nitekim tahminimde yanılmak şöyle dursun, partisi onu o dönemle birlikte 4 kez daha milletvekili yaptı... 
Düz bir milletvekili de değildi…
Anayasa komisyonu başkanlığı gibi farklı vasıflarla donatılmış bir dizi unvanla belli yerlerde görev alırken bilmem hiç düşündü mü günün birinde partisinden ayrılıp bir başka siyasi oluşumun içinde yer alacağını…
Hele de o parlak maziye gölge düşürecek sözler, hareketler içinde olacağını…
Son olarak kendisinden hiç ama hiç beklenmeyecek şekilde HDP’nin genel kuruluna katılışı, ona inananlarda hayal kırıklığı bir yana adeta büyük bir üzüntü kaynağı oluşturdu…
Çarşıda dolaşırken Ayhan Sefer ile olan dostluğumu bilenlerin sözlerinin, onun adına hiç de hoş olmadığının altını önemli çizmek isterim…
“Hangi amaçla ve ne niyetle katıldı HDP genel kuruluna” sorusuna onu tanıyan, seven eski bir dostu olarak cevap vermekte hayli zorlandığımı belirtmeden geçemeyeceğim… 
Siyasetin de belli bir ölçüsü ve de ilkesi olmalı…
“Dün en ağır sözlerle üzerine gidip suçladığı bir parti… Bugün ne değişti de gidip o tehlikeli sularda kulaç atılıyor” sorusuna Ayhan Sefer Üstün nasıl cevap verir…
Onu bilemem ama şurası bilinir ki tecrübe ile ve gelişen olaylarla sabittir; Bugüne değin bütünden kopan her parça yani yeni kurulan partiler, bir büyük ihtiyaçtan doğan AK Parti dışında, yok olup gitmişlerdir…
Tek seçimlik barutu olan partilerle doludur siyaset mezarlığı, ülkemizde…
Yaşanan siyasal maziden kaynaklanan bilgiler ışığında, şunun altını bir kez daha önemle ve dahi özenle çizmek isterim ki Gelecek Partisi’nin geleceği de onlardan farklı olmayacaktır…
AK Parti adına yıllarca mücadele veren bazı dostların böyle bir oyunun içinde yer almaları, bilmem ne derece doğrudur…
Hukukçu kimliği ve 20 yıllık siyasi mazisiyle Ayhan Sefer’e, yol yakınken doğruyu görüp siyasi ihtiraslı kişilerin peşine takılmaktan kurtularak, yaşadığı o parlak günlere döneceği bir yol izlemesi adına istedim ki uyarı çiçeği “Zambaklar” gönderelim…