İlişkilerin en çok tartışılan, en az cevabı bulunan sorularından biri bu belki de; aşk mı önce gelir, yoksa güven mi?
Aşk, hızlı başlar. Bir bakışta, bir kelimede, bazen hiç beklemediğimiz bir anda kalbimize sızar. Kalbimiz yerinden fırlayacak gibi atar, parmak uçlarımız heyecandan titrer.
Aşkın büyüsü aklı bastırır. Gerçekleri değil hisleri duymak isteriz.
Ama güven sessizce gelir. Gösterişsizdir. Merdivenleri teker teker çıkan bir misafir gibidir. Zaman ister, sabır ister. Sözlerle değil, davranışlarla oluşur.
Birinin yanında kendin gibi olabildiğin, ya bir gün giderse korkusunu yaşamadan bir cümleyi tamamlayabildiğin yer güvenin evidir.
Çoğu zaman aşkın peşinden gideriz. Hatta ona öyle sarılırız ki güvenin eksikliğini göremeyiz.
Ama aşk içinde güven yoksa incinmeye çok meyillidir. Çünkü güvenin olmadığı bir ilişkide aşk hep tetikte bekler, huzur bulamaz.
Kimi ilişkiler aşkla başlar ama güven gelmeden biter.
Kimilerinde ise önce bir tanışıklık olur sonra zamanla güven doğar. İşte o an aşk farklı bir şekilde içimizde filizlenir. Daha derin, daha sakin, daha sağlam bir yerden…
Aşkın önce geldiği durumlarda zamanla güven oluşmazsa ilişkide kopuşlar olur.
Aşkı kalıcı kılan güvenin sessiz varlığıdır. Birine güvenmediğiniz sürece, onun seni seviyorum demesi bile içinizi tam ısıtmaz. Ama güvendiğiniz birinin sustuğu an dahi içinizi rahatlatır.
Aşk yüreği tutuşturur. Güven, o ateşi kül olmadan yaşatır.
Aşka düşmek kolaydır. Ama güvenle sevmek işte asıl mesele budur.
Ve belki de en gerçek aşk, en çok güvendiğimizde saklıdır.
Aşk güvenden önce mi gelir bilinmez fakat kalıcı olan güvenle büyüyendir. Çünkü aşkın ömrü güvenin ömrü kadardır.
Aşk bir ilişkiyi başlatabilir. Onu sürdüren güvenin omuzlarıdır.
Sevgilerimle…
Mail: [email protected]