Duyunca inanmak istemedim.
Zira Japonlar inançlarına, geleneklerine ve dürüstlüklerine hayran olduğum bir toplumu oluştururlar.
Bu özelliklerinin karşılığını ziyadesiyle alan karınca misali çalışan, üreten ve bundan gerektiği gibi yararlanan örnek alınacak bir millettir aynı zamanda.
Böyle bir toplumun ilimizdeki parçası olan Toyota’dan son aylarda 140 işçinin çıkarılması son derece üzücü bir o kadar da düşündürücü olsa gerek.
Bu işin öncülüğünü de ne yazık ki, bir Türk Genel Müdür yapmış.
Ona da yar olmamış fabrika. Ayrılmak zorunda kalmış.
Giderken arkasında haksızlığa uğramış bir yığın işçi bırakmış.
Sorun ilimizle sınırlı kalmayıp, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları Komisyonu’na varıp dayanmış.
Başkanlığını ilimiz milletvekili Ayhan Sefer Üstün’ün yaptığı komisyon olayı incelemeye almış.
İşçiler iki konuda mağdur edilmiş.
Birincisi robotlaştırıcı bir çalışma anlayışıyla sağlık açısından iş görmez hale getirilmek istenmiş.
İkincisiyse inancını yaşamaktan kaynaklanan vecibelerin yerine getirilmesine gösterilen tahammülsüzlük.
Müfettiş gönderilmiş fabrikaya işin aslının öğrenilmesi için.
Sonra da Savcılığa suç duyurusunda du bulunulmuş. Bununla da yetinilmemiş olay, fabrikanın Japonya’daki Genel Merkezi’ne iletilmiş bir mektupla.
Toyota sadece ülkemizde değil, dünyanın çeşitli yerlerinde de benzer yatırımları olan dev bir kuruluştur. Ancak bilinir ki şehrimizde ürettiği araçlar yıllarca ‘O Hata Ödülü’ne layık görüldü.
Başarı kendiliğinden oluşmadı. Fabrikada çalışan, disiplinli, becerikli, işinin ehli, haramı helali gözeten inançlı işçiler eliyle gerçekleşti.
Hal böyleyken, bu fedakar işçilerin mükafatlandırılacağı yerde, kapı dışarı edilmesi fabrikanın tarihine düşen bir kara leke olmuştur. Türk’ün Türk’e ettiğini gördüğünüz mü? Düşman aramaya gerek yok. Böylesine dostlar olduktan gayrı.
Tsunami gibi, insanlık tarihinin en büyük felaketlerinden biriyle karşılaşıp kısa sürede ayağa kalkmasını bilen bir ülke insanını yanıltmaya kalkanlar bilsinler ki düştükleri kuyuda boğulup gideceklerdir.
Atılan işçilerin omzunda yükselen Toyota Fabrikası’nda çalışma barışını bozan ve temeline dinamit koyanlar, bilsinler ki bindikleri dalı kesiyorlar.
Sanırım konu gerektiği gibi anlaşılır ya da anlatılırsa Japonlar gibi adalet duygusu yüksek, çalışanı çalışmayandan ayırt etmesini bilen yöneticilerin gereğini yapacağına inanıyoruz.
İstiyoruz ki, önyargılı bir yöneticinin zulmünden haberi olmayan Japon dostlarımızın payına düşen hisseler olmasın.
Bilinir ki adaletin olmadığı yerde yaşam da, emekte kazançta değersizdir.