Şu iki konu var ki yazıp/çizmekten yorulduk, birçok arkadaş yazılarına konu yaptı. Şehir meydanı yani kent meydanı, diğeri ise yıkılan AFA Kültür Merkezi.

Asrın depremi sonrası yıkılan, Valilik binası, Adliye Sarayı, Vergi Dairesi ve Milli Eğitim Müdürlüğü’nün binalarda boşalan alan meydana dönüştürüldü. Deprem sonrası prefabrike yapılarda bir müddet resmi daireler hizmet verdi, geçici süreli oldu.

Tartışmalar vardı meydan olarak düzenlenmesi ya da Valilik başta olmak üzere bir takım resmi daireler yeniden burada inşa edilsin yönünde. Bu kez kazanan akıl oldu ve meydan olarak düzenlenmesi hususunda görüş birliği oluştu.

İlk anda oluşan meydan sanırım hafızalardadır, tek parça bir alan ve Atatürk Köşesi meydanın tam ortasına gelecek şekilde düzenlendi. Resmi törenlere uygun ve görüş zenginliği olan, nereden bakılırsa görülebilecek meydana özellik kazandıran mevkide yapıldı.

O gün için meydanın tek eleştiri tarafı betona teslim edilen, yeşilden mahrum bırakılmasıydı. Zaman içesinde de zemin karoları deforme oldu, önemli bölümü kırıldı.

Dolayısıyla kent meydanı düzenlenmesi kaçınılmaz hal almıştı, bu yönde de talepler oluşmuştu. Dönemin Büyükşehir Belediyesi gelen taleplere duyarsız davranmadı, meydanın sil baştan düzenlenmesi için çalışmalara başlattı.

İmalat bedelinin o günün şartlarına göre yüksekliği tartışma nedeni olmuştu, yüksek maliyet ortaya muazzam bir eser çıkaracağı beklentisi de haliyle oluşturmuştu.

Sonuç; meydana bitirilip kullanıma açıldığında itirazlar ve tartışmalar ilk günden itibaren hiç bitmedi. Sanırım durumdan bir tek dönemin Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu memnundu. En temel itiraz konusu ise Atatürk Köşesi meydanın orta yerinden alınarak, bir köşeye sıkıştırılmış olması ki zorlama bir düzenlenme gibi bir durum sergilemekte.

Bir önceki meydana itiraz yeşil alan yokluğu ve bu hususta bir çalışma yapılarak bu ihtiyaç giderilecekti, gel gör ki böylesi bir meydan da ortaya çıkmadı, varla yok arası bir şey çıktı ortaya. Oturma düzenleri ve platform meydan için tek doğru olan çalışmaydı.

Her eksik kabul edilebilirdi ancak Atatürk Köşesi sığıntı bir şekilde, alanın görünmez bir bölgesine ve reklam tabelaların arasına sıkıştırılması hiç kabul edilemezdi. Nitekim kabul edilmedi de her kesimden yüksek sesli itirazlar geldi.

Toçoğlu ve ekibi gelen tüm itirazlara kulaklarını tıkadı, görmedi duymadı. Yaptığı eserden kuşku yok ki memnundu.

Sonrası ise malum; Büyükşehir Belediye Başkanı değişti ancak anlayış değişmedi, nihai geldiği siyasi gelenek aynı dolayısıyla sonuç değişmedi.

Atatürk Köşesi sığıntı bir alanda kalmaya devam ettiği gibi bu kez Ekrem Yüce bir adım ötesine taşıdı, hem meydanı daralttı hem de Atatürk Büstünü çevreleyen bölgeye ticaret haneler inşa etti. Bulvardan geçerken görünmesine engel yapılar çıktı ortaya, gerçi meydanın içinde de görünmeyecek bir durum var.

Diğer mevzu ise AFA Kültür Merkezi, depremden hasarlı bina önce kat alımı ardından yıkımı gerçekleştirildi. Yine hatırlayanlar bilecektir yıkım 2016 yılında gerçekleştirildi ve dönemin belediye başkanı Zeki Toçoğlu “Kongre Merkezimizde bin kişilik salon, 450 kişilik diğer bir salon, fuaye alanları ve sergi alanları yer alacak. Bu projeyle Sakarya’nın kültür sanat hayatına yeni bir soluk kazandırmasının ötesinde ‘Anadolu Kültür Başkenti’ hedefimize oldukça güçlü bir yatırımla ilerlemiş olacağız. Belirlediğimiz bir takvim var. İnşallah 2018’da Kongre Merkezi şehrimizin hizmetinde olacak. Şimdiden şehrimize hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyoruz.” Diyerek proje sunumunu gerçekleştirmişti.

Ekrem Yüce’de bu durumu kayıtsız kalmadı “AFA Kültür Merkezi projemizle, Sakarya’nın kültür hayatına yeni bir soluk gelecek. 1000 ve 450 kişilik iki ayrı konferans salonu, 110 araçlı otopark ve birçok sergi ve fuar alanının yer aldığı kültür merkezini Sakaryalıların hizmetine sunacağız” diye bir açıklama geldi.

Sonuç; ortada ne Kültür Merkezi ne de fuar ve sergi alanı var.

2014 yerel seçimler döneminde başlanılan Kültür Merkezi sözü bugünlere kadar geldi. Trakya başta olmak üzere birçok bölge ve illere gidin ilçeler başta olmak üzere her yerde meydanları süsleyen Atatürk Köşesi göreceksinizdir. Şehre ve ilçeye kimlik kazandıran meydanlar.

Ve yine birçok yerde Kültür Merkezlerini göreceksinizdir.

Anlaşılan bizim şikâyetlerimiz bitmeyeceği gibi her iki temel sorunda orta yerde durmaya devam edecek ta ki yerel seçim anına dek.