Ne olacağı belirsiz, bizi neyin beklediği esasen belli ancak görmezden gelmek gibi yetenekli tavırlar sergilenmekte.
Yetenek meselenin neresinde, ne olacağını bildiğimiz halde kayıtsız kalabilmek…
Bu hususta yetkin siyasetçiler yetiştirdik, konuyu fazla uzatmaya gerek yok Sapanca Gölü ve hızla yaklaşan felaket.
Kuraklık üzerinden değerlendirilip geçilecek kadar hafif değil, böylesi bir yaklaşım en hafif tabiriyle sorumsuzluk olur.
Uzun yılların ihmali ile varılan ve kaçınılmaz son oldu ya da olmakta.
Hele ki Sapanca Belediyesi CHP ve Nihat Arda Şahin tarafından yönetilmeye başlanınca, daha fazla özensizlik ortaya çıktı. Muhalefeti cezalandırma diye tabir edilen tutumlar sergileniyor iddiası var ki umarım doğru değildir.
Büyükşehir başta olmak üzere, kamu kurumlarının ilgisiz kalındığından söz edilmekte.
Yöntemin ne olduğunu bilmem, Sapanca Göl’ünün kullanımı ve yıllar yılı yaşanılan yetki tartışmaları. Kocaeli’nin kullanımına verilen izin, su fabrikalarının kullanımı ne kadar denetim dâhilinde ve açıkçası ne oluyor pekte bilinmemekte.
Başkan Şahin, su fabrikalarının denetimi adına kararlı bir tavır koydu ortaya, bu anlamda süreçte devam etmekte. Ancak yalnız kaldığı da ortada, oysaki sorun Sapanca ile sınırlı değil.
Daha doğrusu etki alanı Sapanca ile sınırlı değil.
İçme suyu ve turizme sunduğu katkı düşünülürse, yaşanılan olumsuzlukların etki alanı da anlaşılır sanırım.
Varsa bir cezalandırma kastı bunun tek sorumlusu ne Sapanca Belediyesi olur ne de başkanı Nihat Arda Şahin olur, koca bir şehir tümden cezalandırılıyor demektir.
Değil bugünü yarını da cezalandırmak demektir.
Bunu anlamak için özel çabalar sergilemeye de gerek yok, her şey çok açık ortada. Bugün göz yumulan, görmezden gelinen tüm tutum/davranışların bedeli çok ağır ödenecek.
Son dönemlerde siyaset geçmişin hesaplaşma kültürü üzerinden alışkanlıkları sergilemekte, bizden olmayan, benim olmayan…
2 Mayıs 1954 seçimlerinde demokrat partiye oy vermeyen Kırşehir ilinin cezalandırılarak ilçe yapılma hikâyesi…
Siyaset tarihi adına ilk akla gelen örnektir, Kırşehir ilçe yapılır ve Nevşehir iline bağlanır.
Sonrası benzeri türden çok örnekler yaşandı, siyasetin kara ve tozlu raflarına kaldırılan akıllarda yer bulan birçok olumsuzluk var, nefret tazeliğini korumakta.
Bugünde yaşanılanlar farklı değil, belki iller ilçeye dönüştürülmüyor ancak iktidarın baskı ve engellemelerini bilmeyen, duymayan yok.
Hesaplaştığını zannedenler, meselenin özünde kendisiyle hesaplaşmış olur.
Sapanca için böylesi katı tutum sergileniyor demek istemem, ancak bilinmeli ki ilçe yurttaşının yüksek sesle dile getirdiği bir konu…
Sapanca’yı görmezden gelmenin kimseye sağlayacağı kazanımı olmaz.
Otoban çıkışında Sapanca tabelasının olmaması, buna dair engel kime ne fayda sağlar.
Göl’ün korunması, su fabrikalarının denetim altına alınması ve doğa tahribatının önüne geçilmesi ne kadar önemli ise şehrin geleceğine konulacak katkıda o denli önemli.
Sapanca için bir başka uyarı ise mevcut yolların yetersizliği, özellikle hafta sonları yaşanılan yoğunluk.
Başka Sapanca yok, ya elbirliği ile sahip çıkılır ya da geleceği bırakılarak mirasın sorumlusu olunur!