Geçtiğimiz günlerde yeğen ataması üzerinden bir tartışma yürütüldü, mesele nereye vardı bilemiyorum.
Özeti ise; Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörü Mehmet Sarıbıyık, yeğeninin kadro tahsisi ile ilgili, “Her şey usulüne uygun yapıldı” demiş olması ile başka bir boyuta taşınmış oldu.
KPSS 52 puanla gerçekleşen atama, buna karşın daha fazla puan alan adayların elenmiş olması…
Mevzuata uygunluğu tartışılmamakta, mutlaka uygunluk şartları oluşturulmuştur. Yürütülen tartışma ise “etik” değerlere uygunluğu üzerinden, daha fazla puan alınmış olması ve birçok adayın durumu buna uygun olmasına karşın yapılan atama.
Söz edildiği gibi atama, akrabalık bağları üzerinden yapılmış olunca haklı tartışma yaratılmakta.
Düşününüz ki işsizlik verileri ve gençlerin oluşturduğu tablo, hikâyenin nereye varacağını anlamaya yetecek ve artacak dramatik manzaralar var.
İntiharlarla nihayete varan birçok haber tanıklıklarımız olmuştur, öyle bir hal aldı ki bu türden haberler sıradanlaştı.
En tehlikesi ise yaşananların sıradanlaşmasıdır. Çünkü olaylar sıradanlaştığında, hani denir ya “Vaka-i Adiye” den olur ve önemini yitirir.
Kabulleniş ve itirazın ortadan kalkması olur ki asıl tehlikede burada olsa gerek.
Duyarsızlık, bir müddet sonra toplumun kimliği haline dönüşür ki tam olarak ta yaşanılanlar bundan ibaret.
Sıradan bir atama diye gördüğümüz, içinde haksızlığı barındırmış olsa dahi olanı/biteni sessizce izlemeyi, sonrasına dâhil muhtemel benzeri atamaların kapısını aralamak olur.
Bugüne kadar yaşanılanlarda farklı değil, sözün muhatabı sadece bahse konu Üniversite değil tüm kamu/kuruluşlarında benzeri durumda.
Herhangi bir kuruma dokunun, benzeri birçok örneğe rastlarsınız.
Özellikle belediyeler bu meselenin öncüsü durumunda, eş, dost, akraba kayırmacılığının dibi sıyrılmış durumda.
Here meclis üyesinin çocuk sayısının önemi olmaksızın iş adresi belediyeler olmuştur, uygulanan liyakat esası meclis üyesinin çocuğu ya da yakını olmak.
İstediğiniz belediyeden başlayabilirsiniz, iktidara mensup olmak yeterli…
Sıradanlaşmış ve kabul görmüş bir durum var ortada.
Onun içinde çıkan haberler, beklenildiği gibi etki oluşturmuyor. Belediyeler üzerinden birçok yazı yazıldı hatta çağrı yapıldı, böylesi kadro sayısı nedir bir açıklama yapılması istendi.
Sonuç; bu hususta tek bir açıklama yapılmadı, yapılmadığı gibi toplumda da bir karşılık oluşmadı.
Oluşan kimlik yani duyarsızlık hali beraberinde pervasızlığı da getirmiş oldu. Sanırım bugün yaşanılanlarda bu olsa gerek.
İster atanan yeğen olsun, ister kendi çocuğu aranılan kriter yakınlık olunca, toplumsal bir reflekste doğmuyor ise ardı arkası kesilmeyecek, benzeri atamaları izlemeye devam edeceğiz demektir.
KPSS puanı çokta önemli değil, hatta hiç puan almasanız da oluyor. Belediyelere yapılan atamaların altında yatan gerçeklik…
Atanamayan öğretmenler ve intihar haberleri de “Vaka-i Adiye” durumuna düşmüş oluyor.
“Her şey usulüne uygun” yapılmış oluyor!!!
KPSS 52 puan 77’den büyük!