Neferkamin Anu; Bilgenin Dudakları Anlamayan Kulaklara Kapalıdır

Kilise Üniversite İttifakı

Biyolog Stephen Jay Gould ‘un belirttiği üzere der arkeoloji tarihini yazan Paul Bahn , “Bilimin o kadar büyük kısmı hikayelere dayanıyor ki! Hikayeyi iyi bir anlamda kullanıyorum, ancak yine de hikaye işte.”

İnsanoğlunun evrimine dair geleneksel senaryoda av ateşi, mağara ateşi,karanlık mağara,ayinler,alet yapımı,yaşlanma, ölüm ve bunla ilgili hikayeler yer alır. Bu hikayelerin ne kadarı somut ne kadarı edebiyata dayandığı detaylı olarak incelendiğinde açık şekilde görülür. Bulunan birkaç somut veri sonrasında boşlukların tümü edebiyat eseridir.

İnsan buğday ekmeyi ve tohum ıslah etmeyi  nasıl öğrendi gibi soruların cevabı tümüyle edebiyattır. Hikayeler bunlarla da bitmez, Evrenin ve güneş sisteminin nasıl oluştuğuna, yeryüzünde yaşamın nasıl başladığına dair sorularına  da,  yine küçücük verilerden hareket edilerek “ Bing Bang” benzeri hikayeler uydurulur, uydurmaya da devam edecekler gibi gözüküyor. Bizler gündelik yaşamlarımızla uğraşırken önümüze doğru bilgi diye koyulan hikayelerin doğruluklarını belki hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.

Arkeoloji bilimi 20 yy başlarında  heyecanlı ve idealist bir grup tarafından hızla yol alırken süreç içerisinde tamamen siyasallaşmış bir daldır. Arkeolojiye gönül veren insanlar önce akademik eğitime tabi tutulmakta daha sonrada bu çizgi doğrultusunda çalışmalarını sürdürmekte , çizgi dışı bulgu ve belge ile görüş açıklayan yeni kurulan dünya sistemde sansayyon yaratıcılığı sebebiyle Akademik Olimposu tarafından  aforoz edilmektedir.

Bugün hükümetler arkeoloji bilimine insanoğlunun geçmişiyle ilgili sırları çözümleme olarak değil turizmi geliştirecek tarihi zenginlikleri derleyecek bir disiplin olarak bakarlar. Bunlardan en tipik olanı Mısır Arkeolojisidir. Her ne kadar dinsel ayrılıklar nedeniyle ülkeler birbirine düşman olsa da geçmişi saklama konusunda ortak noktada birleşmektedirler. Mısır eski eserler dairesi başkanı Dr. Zahi Hawass ve kamuoyu önünde sürekli kavga etmiş oldukları batı üniversiteleri tarafından atanan ekürisi Arkeolog Mark Lehner egemen Judaize düşünce ve ortodoksin anlatımların haricinde her türlü söyleme hakaret gözüyle bakıp bu doğrultuda çalışan, bu doğrultuda faaliyet göstermeyen Arkeologların araştırma yapmasını bırakın bölgeye girişini bile yasaklayan bir zihniyettir.

Bu zihniyete göre Mısır için yeni Krallık döneminden başlayan bir Turistik imaj yaratmak ve bunun merkezine Büyük Ramses figürü oturtmak, ortodoksin ejiptoloji anlayışına ters düşen her türlü iddiayı red ederek iddiaları susturmak için görev yaparlar.

1993 yılında Gizada bulunan Büyük Piramitin Kraliçe odasının güney kısmında bulunan odayı on yıl boyunca inatla açtırmayan bu ortodoksin zihniyet insanoğlundan saklamaya çalıştıkları gerçek bilgi bir gün   açığa çıkacaktır. Bu odayı bulan Alma Mühendis Gantekbrink ‘de bu buluşundan dolayı mükafatlandırılmış Giza bölgesine girişi yasaklanmıştır. Hawass ve ekürisi Lehner’in ısrarlı tavırları Sfenks ‘in sanılandan çok daha eski olduğunu Jeolojik bulgularla kanıtlayan Dr. Robert Schoch ve araştırmacı John Anthoy  West ‘i de istenmeyen adamlar listesine sokmuştur.

Yönetime geldiklerinden beri  Hawass ve Lehner’in tek yaptığı Piramitlerin 4. Hanedan döneminde inşaa edilmiş birer Kral mezarı olduğunu kanıtlamak için çırpınmak olmuştur. National Geographic gibi Ortodoksin yayın kuruluşları da tek yönlü destekleri ile; sözde piramit işçileri mezarları gibi yayınlarla yönetim politikalarını desteklemektedirler.

Ortodoksin Bilim ve dinlerin arka planda ki gizli işbirliği karşıt iki düşüncenin aynı merkezden çıkıp aynı yöne giden bir tren olduğu tüm bu yapılan kavgaların anlamsızlığı boyutunu bir kez daha düşündürür. Batı bilim ve araştırma merkezleri olan üniversitelerin birer kamu kuruluşu olması her ne kadar özerk kuruluşlar olduğu iddia edilirse edilsin İnanç dünyasına aykırı tez üretemez ve kurumsal açıklama yapamaz. Sebebi ise iki organizasyonunda düşünce kökenlerinin aynı olmasıdır.

Üniversite denen kurum bürokrasisi içerisinde ilerleyen bir bilim adamı sıra dışı konularda yapılan açıklama ve teorileri tekiyle cevap verip  konuyu tümden red ederken inanç konusunda kuramsal bir açıklama asla yapmaz.  Bilimsel titizlik ve kuşkuculuk sadece  ve sadece yaratılan tarihi korumak içindir. Kaynak:neferkamu.worldpress.com