Halkın oylarıyla seçip Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderdiği 7 milletvekili var ilimizin…

Bunların dördü bilindiği üzere Ak Parti’ye, diğer üç milletvekili ise CHP, MHP ve İyi Parti’ye mensup…

Vatandaş, bilinmesi bir kenara, yerine getirilmesi kaçınılmaz hale gelen konuların ilk ağızdan TBMM’de görüşülmesini istese, bu arzu ya da talebini kim ve de kimler yoluyla iletecek…

Ülkenin çoğu ilinde halkın istifadesine sunulmuş yatırımlar hiç olmazsa önemli olanı kendi ilinde olsun isteyen, vatandaşın karşılanması yerel bütçeleri aşan ancak halkın yaşam kalitesini etkileyecek, yatırım taleplerini kim alıp götürecek partisine ve de büyük Meclis’e….

Bütün bunların yanında, ülkemizin son yıllardaki en büyük kaybı ve dahi ayıbı “Beyin göçünü” durduracak, memleketine, milletine faydalı olacak “dahî” denilecek yapıda düşünce zenginliğine sahip, her açıdan yetişmiş gençlere kucak açılmasını kimden isteyecek!

Vasıfsız, sıradan ve kendi kesesinden gayri bir amacı ve hedefi olmayan insanları getirip işin başına oturtmak yerine, böylesi yetişmiş değerlerin harcanmaması için yapılan duyuruları kime iletecek!

Hiç kuşku yok ki seçip Meclis’e gönderdiği milletvekillerine götürecek…

Bu tür insanların iş başında olmayışı değil midir ülkede bunca sıkıntılar!

İşte bu hayati konuyu dile getirmek, Sakarya milletvekilleri dahil, diğer tüm vekillerinin üstlendiği büyük sorumluluğun da gereğidir aynı zamanda…

Bu bir anlamda ülkesi adına yapılacak görev olmaktan öte “ibadet” anlamına gelecek bir tasarruftur…

Ama kıymetini bilene!

Böyle harcanıp giden ve soluğu ülke dışında alan gençlerle yaptığım sohbetlerde bir sabun gibi elimizden kayıp giden yetişmiş olanlarına sahip çıkmayan hükümetleri ve milletvekillerini görünce, ülkem adına hayli üzülürüm…

Bu doğrultuda gelecek taleplere aynı zamanda Başkent’teki o güçlü Sakarya lobisinin de hareketsiz kalması, ayrı bir üzüntü kaynağı oluşturuyor…

Sakarya’nın ve ülkenin liyakatli, bilgili, dünya siyaseti ve ekonomisini bilen, yabancı lisanları ana dili gibi konuşan yetişmiş gençlere ihtiyacı var oysa bugün, dünden ziyade…

Ne olur olaylara bir de bu pencereden bakın…

Milletvekili anlayışını parmak indirip kaldırmanın dışına taşırın bir kez olsun, hiç olmazsa…

Rahmetli Turgut Özal’ın ülke adına duyduğu hassasiyeti paylaşmanın zamanı bugün değilse, ne zaman!

Beni bu konuda yazmaya götüren sebep, ülkenin yararına olacağına adım gibi inandığım somut bir olaydan kaynaklanıyor…

Bu duygularla sorumluluğu gereği, adım atacaklarına inandığım milletvekillerine “Kuşkonmazlar” gitsin istedik…