İsrail bir avuç insanı ile arkasına aldığı zalim güçlere sığınıp, Filistin’i ve Ortadoğu’yu kana bulamayı sürdürüyor...
Böylece ateşle oynuyor adeta…
Yakın geçmişte ziyaret ettiğim Kudüs’te de benzer ayaklanmaları, benzer yöntemlerle bastıran acımasız Siyonistleri durdurmak için alınan tedbirlerde adres, onları oraya yerleştiren devletlere çıkıyorsa, “kesin zaferden ümidinizi gitsin!”
Ne zaman kan aksa o ecdat topraklarında, tepkiler hep aynıdır ve değişmez…
Cami önlerinde kınamalar, mitingler alır başını gider…
Gider gitmesine de değişen hiçbir şey olmaz…
Şu sıralarda Filistin’de kan gövdeyi götürüyor, koltuğunu koruma amacıyla ABD’nin acımasız, gaddar lideri Trump’ın fitilini ateşlediği yangın ortalığı yakıp kavurup yıkarken söndürülen ocaklar, babasız-anasız kalan çocuklar yanında, silahsız savunmasız Filistin halkına uygulanan soykırıma dünya sessiz kalıyor…
İyi ki Türkiye var.
Sorunu gündemde tutmak da bir büyük cihat!
Sadece mitingler, bayrak yakmalar neyi değiştiriyor!
“Yahudi’yi öldürme, korkut” derler…
Bari bu doğrultuda ayağa kalksa İslam alemi…
Suudi Arabistan’ın başını çektiği şer ittifakı ve akan kanlar da gösteriyor ki “nice azınlıklar vardır, büyük çoğunluklara galip gelen.”
Bu inançla yola koyulup direnip her zaman ayakta kalmayı ve de sürekli hareket halinde olmayı bilmek, bu uğurda en büyük cihat olsa gerek…
Aslında Filistin zafere koşuyor…
“Çoluğu çocuğu, kızı kızanı, genci yaşlısı ile çıkılan bu şahadet yolunun sonu, çok renkli ve coşkulu olacaktır” inancımızı hiç ama hiç kaybetmedik…
Buna Mescid-i Aksa’da, sabah ve Cuma namazlarında o muhteşem kalabalık cemaati gördükten sonra inanmamak mümkün mü!
Bilinir ki; Zulüm hiçbir zaman payidar olmaz…
Ve yine bilinir ki; Zulüm zevale dönüşünce yetişecek nihai güç vardır…
Ve de bir süresi vardır, geçmişte olduğu gibi…
Yahudiler barış içinde yaşamak varken kalkıp kendi ayağına kurşun sıkıyorsa, işgal ettiği topraklarda bedelini ödeyeceği günlere koşuyor demektir…
Bugün Filistin’de yaşanan ve dünyaya anında yayılan o mahşeri görüntü, beklenen muhtemel zaferin ayak sesleridir, hiç kuşkusuz…
“Şiddetli sancılar gürbüz doğumlara yol açar” denilir…
Bugün Kudüs’te, Filistin’de yaşanan olaylar da buna işaret ediyor olmalı…
O halde direnişe devam, vuslat yakın…
Selahattin Eyyûbî ve Hazreti Ömer’in verdiği ders anlaşılan Yahudi fanatiklerce bilinmiyor ya da biliniyor da uygulanmıyor…
Öyle görülüyor ki bu bedel çok daha farklı faturalar halinde gündeme gelecektir…
Ne zaman derseniz!
Derim; Belki yarın belki yarında da yakın…
Filistin halkının bu soylu tavrını alkışlamak yetmez…
Müslüman olarak maddi-manevi elden gelen tüm imkanlar kullanılmalı…
Elden bu da gelmiyorsa dualar ne güne duruyor, dökülsün şu sıralarda dilimizden…
Buna mazlumların ve ülkemizin ziyadesiyle ihtiyacı var…
Ümitsiz olmak bize yakışmaz…
Tarih tekerrür edecektir, endişeye mahal yok…
Bu inançla ayağa kalkan Filistin halkına yüce Mevla’dan yardım dileğiyle ve de cesaret vermesi ümidiyle “Siyah güller” gidiyor…