Aile sözcüğünün anlamını kesinkes bildiğimizi sanıyoruz; oysaki mesele o kadar basit değil. En büyük yanılgı ile de varlık dünyasının kurallarını sadece biz insanlar üzerinden okuyoruz; doğa, koca bir kitapken hem de.

Kuşların yuvalarına misafir olalım bu yazımızda. Bir yandan kuşlarda aile kavramına göz atalım, bir yandan da insana dönüp bakalım; kuşlar sadece rotaları ile değil aile olma halleriyle de bize bir şeyler söylüyor çünkü. Yavrusunu daha doğmadan terk eden guguk kuşundan, aile bağının yavrular henüz uçmadığı dönemde kaybolduğu kazlara ve turnalara kadar…

Öyleyse nedir aile?

İnsanlarda aileyi tanımlamak çok da kolay değil; zira kültürel farklılıklar, ailenin tanımını da şekillendiriyor. Kimileri için aile klasik tanımı ile “anne, baba ve çocuklardan “ oluşur. Kimileri ise farklı olasılıkları kabul eder: tek ebeveynli aile, akrabaların bir arada yaşadığı aile, eşcinsel birlikteliklerin oluşturduğu aile... Tanımlar çoğaldıkça tartışmalar da kaçınılmaz olur.

Doğada aile, yavruların tek başına yaşayabilecekleri döneme kadar bir eğitim sürecinin oluşturulduğu dişi –erkek birleşmesinin adıdır; hepsi bu! Bireylerin kimler olduğunun bir önemi yoktur, önemli olan gençlerin büyümesi ve otonom hale gelmesidir. Doğada da koruyan, kollayan, öğreten ebeveyn gerekir ancak orada da bazen işler ters gider ve bu göreve layık olmayan aileler görürüz. Bazıları, yavrularının üzerinde fazla kuluçkaya yatar; bazılarında babalar ortada yoktur ya da anne ilgisizdir.

Örneklerle konuyu biraz daha somutlaştıralım:

Guguk kuşu, ahlak kavramıyla bakan insan gözünde tam bir liyakatsizlik örneği sergiler. Çiftler sadece üremek için bir araya gelir, sonra da ayrılırlar. Dişi, yumurtasını başka türün yuvasına bırakır, ardından çeker gider. Ev sahibi aile ne yapar dersiniz? Misafir yavruyu kendi yavrularından ayırmaz, onu itina ile büyütür. İnanmayacaksınız ama guguk kuşu doğduğunda diğer türün yavrularından dört kat daha büyüktür ve ilk işi yuvanın asıl çocuklarını aşağı atmak olur. Buna rağmen evlat edinilmiş bir yavrudur ve gereği yapılır; insan, evlat edinebilen tek varlık değildir diğer değişle.

Öyle çok örnek var ki kuşlarda aile tanımını çeşitlendiren:

Ördeklerde erkek, dişiyi döller, yumurtlama ve yavru büyütmeyi anneye bırakır. Bazı küçük kıyı koşarlarında ise görev tamamen babaya aittir.

Batılı toplum modeline uyan kuşlar da vardır: turnalar, kuğular, leylekler… Anne-baba beraber kuluçkaya yatar, beraber büyütür yavruları.

Ortaklaşa büyütme bazen kreş benzeri bir hal alır bazı türlerde. Koloni halinde yaşayan allı turnalar, tüm anne- babaların görev aldığı koca bir ailedir doğada. Peş peşe çatlayan yumurtalar, yeni doğanlar, sonra doğanlar… Ebeveynler, yavruları doyururken kendilerine ait midir, değil midir düşünmezler bile.

Verdiğim bilgilerin varacağı bir yer var muhakkak ki. Biraz da kendimce aklı yormalarımı paylaşmak isterim:

Doğada insan dışında hiçbir ebeveyn, yavrusunun bağımsızlığa kavuşma ihtiyacını algılamakta zorlanmaz. Ve hiç bir türde gençler, ailelerinin yanında insanlarda olduğu kadar uzun süre kalmaz. Hiç bir kuş, cinsel bakımdan olgunlaşmış bir genci doyurmak istemez. İnsanlarda ebeveyn, çocuğuna kızgınlık duyar, onunla çatışma yaşar; lakin gelin görün ki bu duyguyu bastırarak genci yanında tutmak ister, sabırla öfke arası bir haldir bu. Genç ise aileden kopma isteğini baskılamaya uğraşır neredeyse bir ömür. Ne mi olur sonuç olarak? İki taraf da yıllar boyunca doğal bağımsızlaşma sürecini önlemek ve ertelemek zorunda kalır. Biz de bu birlikteliğe “ne güzel, ne örnek aile” deriz. Peki, hiçbir hayvan yaşlandığında kendisine baksın diye yavrusunu manipüle eder mi, duygusal baskı kurar mı evladı üzerinde?

İnsanlarda aile, karmaşıktır. İnançlar, ilkeler, kültür ve eğitim denen parametreler bu yapıyı daha da karmaşık ilişkilerle donatır. Bununla birlikte nesillerin kendilerini inşa edebilecekleri bir demirleme noktasıdır ve toplumsal yapının da çekirdeğidir. Çocuklara örnek, yetişkinlere ve atalara layık olabilmek kaygısının evidir çoğu kez aile. Tam da bu haliyle doğadaki aileden daha doğal değildir sonuç olarak.

Kırlangıçlar, yeni yılı kutlamaz.

Turnalar, öznesi oldukları ayrılık türkülerinden habersizdir.