Hayat, içerisinde bin bir türlü hikâye barındırır. Kimi hüzünlü bir hikâye taşır yüreğinde, kimi ise hüzünlü hikâyelerin içine daha da acı katar ve o yüreği daha çok yakar davranışlarıyla, sözleriyle.
Bol acılı yüreklere bir damla su dökmek yerine, kilit vuruyorlar acılı yüreklerden o acı çıkmasın diye. Eğer acı çıkarsa bir nebze de olsa rahatlayacaktır çünkü yürekler.
Bazı insanlar dertlerin paylaşılmasını ve o dertlerin çözüme kavuşmasını istemez, aksine çözüme hasret bırakılmasını isterler.
Benim başıma gelen bir duyarsızlıktan bahsetmek istiyorum değerli yeni Sakarya Gazetesi okurları. Ve bu duyarsızlığın nasıl çözüme kavuşturulduğundan bahsedeceğim sizlere.
Öncelikle beni tanımayanlar için kısaca kendimden bahsetmek isterim…
Üç aylıkken geçirdiğim menenjit hastalığı, bir diğer ismi ile havale, sonrası yatağa bağlı bir engelli olarak yaşamaktayım. Doğma büyüme Sakaryalıyım. Ellerimi kullanamadığım için okula hiç gidemedim. Okuma yazmayı kendim öğrendim. Tek parmak bilgisayar kullanıyorum. Boynum dâhil bedenim tutmuyor, sol elimin başparmağı dışında. Bedenimde tutan o tek uzvumla 2014 yılından beri yazarlık yapmaktayım. İlk kitabım ‘Kanadı Kırık Melek’in Kanadına Takılanlar,” 2018 yılında yayımlandı. 9 baskı yaptı ve 3 ay boyunca çok satanlardan düşmedi.
Benim bütün ihtiyacımı anneciğim gideriyor. Ben de anneme teşekkür etmek niyetiyle kitap geliriyle anneme ev armağan etmek istedim. Elbette ne kadar ev alırsam alayım annemin hakkını asla ödeyemem. Ama az da olsa onu şu fani dünyada rahat ettirmek istedim ve çok şükür başardım. Çünkü annem çok eski evlerde oturdu yıllarca. Öncelikle Allah sonra siz değerli okurlarımın sayesinde yepyeni bir evde oturuyor artık. Böylelikle kiralardan da kurtulmuş olduk.
Hani dedim ya yazımın başında “hayat, içerisinde bin bir türlü hikâye barındırır,” diye. Onlardan biri de benim hikâyem.
Aldığımız ev 3 katlı bir apartman. Durumumdan dolayı 1. katı aldık biz. Yolun kenarında olduğu için sürekli arabalar park ediyordu. Kirada oturduğumuz evde, önümde yeşil boyalı bir duvar vardı ve yıllarca o duvarı izledim ben. Kendimi hep boydan boya bir camın önünde hayal ederdim. Çok şükür hayalim gerçekleşti ve yatağım pencerenin önünde. Müsaade edemezdim görebildiğim tek penceremin önünün kapanmasına tabii ki.
Araba parkından duyduğum rahatsızlığı sosyal medya hesaplarımdan duyurunca; Sakarya Büyükşehir Belediyesi bu duyuruya duyarsız kalmayarak zabıta ekiplerini bana yönlendirdi ve dubalar çakıldı. Ben bir şikâyette bulundum, çözülmesini istedim, Sakarya Büyükşehir Belediyesi de hemen çözdü. Öncelikle Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Yusuf Alemdar ve zabıta kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Benimle ilgili yapılan haberin altındaki bir yorum, beni derinden etkiledi. Yorumu olduğu gibi aktarıyorum. “Ben ortopedik engelleyim. Aracımla kent park, Sakarya Millet Bahçesi, Orman Park gibi mekânlara gittiğimde, engelli otoparkında yer bulamıyorum. Sürekli engelli logosu olmayan araçlar park etmiş oluyor. Her seferinde şikâyet ediyorum fakat hiçbir sonuç elde edemedim. Geçenlerde Orman Park’a gittim. Bu sefer 3 araç, engelliler için yapılan araba park yerini işgal etmişti ve 3 aracın da üzerinde engelli logosu yoktu. Oysaki o alanlar tekerlekli sandalye kullanıcıları rahatça inebilsin diye yapılmıştı. Umarım bu durum bir an önce çözülür de artık hakkımız gasp edilmez.”
Hem penceremin önüne yapılan araba parkını önleyici dubalar nedeniyle Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sn. Yusuf Alemdar’a ve zabıta kardeşlerime teşekkür etme amaçlı, hem de biz sağlığından yoksun bireyleri düşünmeden hareket eden, sorumsuzca arabalarını sağlığından yoksun bireyleri engelleyecek şekilde park edenler için bir de zabıta şikâyet hattı numarası duyurusu yapmak istedim.
Sanki bu ülkede bir tek sağlıklı insanlar yaşıyormuşçasına bir izlenim var. Her şey onlar için dizayn ediliyormuş gibi yani bazı sağlıklı insanlar öyle zannediyorlar.
Biz sağlığından yoksun bireyler için yapılan engelli yerlerine otomobillerini hiçbir vicdan rahatsızlığı duymadan park edebiliyorlar.
Engelli logolarının üzerlerine araçlarını park edenleri görürsek “153 Trafik Zabıta Müdürlüğünü” arayarak şikâyetimizi yapalım. Zabıtalar da polislere bildirerek ceza kesilmesini sağlıyorlar. Kesilen ceza ise maalesef diyerek yazıyorum, 1986 TL. Umarım bu ceza arttırılır ve sağlığından yoksun bireyler lafta değil haklarımız korunarak özel olduğumuz hissettirilir.
Yazar notu engelli araçların plâkasında engelli logosu kaldırılıp, yeni düzenlenen yönetmelikte engelli araç park kartı olacak. Bu konu ile ilgili detaylı bilgi vereceğim.