Bir süre önce yine bu sütunda Bağkur eski İl Müdürü Hikmet Cihan’ın rahmetli eşine “Geri dön” başlığı altında kaleme aldığı enfes bir şiirine yer vermiştik…
Bu defa “Gözyaşlarımızda Saklıyoruz Seni” diyerek “bitimsiz sevdasına” seslenmiş yine içli, duygulu ve hisli dizeler eşliğinde, şöyle diyerek:
“Cennet kokulu hasretimiz üç yaşında
Bir anı bile sonsuzluğu cüce bırakacak kadar özlem yüklü üç yıl
Sen yoksun diye
Altından beraber geçtiğimiz ebemkuşakları doğmuyor artık
Yemyeşil dağlar kızıla dönmüş yanıyor
Sen yoksun diye
Temmuz güneşi gökte ama her yer karanlık
Yokluğunda eksildim diye ağlıyor Poyrazlar
Sen olmayınca ellerimi uzattığım gelincikler
Solarak düşüyor dallarından
Ruhum üşüyor sen olmayınca
Damarlarımdan lavlar gibi aksada kanlar
Kurudu teselli pınarım
İçim kanıyor
Kalbim sızlıyor
Seni Çok Özledim Hatçam
Sofra kurarken duyduğum tabak tıkırtılarını özledim
Bana seslenmeni özledim
Sevgi dolu yüreğini özledim
Kimsesizliğimi unutturan yanımdaki huzurunu özledim
Zifiri karanlık sonsuz bir dehlizde
Destansı bir yalnızlık içinde yürüyorum
Dalıp gidiyorum
Sonsuzlukta geziniyor bakışlarım
Seni Arıyorum
Derinlere bakıyorken
Bakışlarımın çakıldığı bir noktada
Hayalin beliriyor
Nurdan ışıklarla yapılmış
Yaldızlı elbiseler içinde
Şafakta söken güneş gibi
Yansıyorsun
Ruhumun aynasında
Sonra ardına kadar açarak kollarını
Nakış nakış işlenmiş sevdamızın
Özetini sunarcasına
Tebessüm ederek koşuyorsun
Bana doğru
Kavuşuyoruz Gözyaşlarımda
Şimdi güneşi görüyorum
Şimdi çimenler yeşil
Şimdi bahar kokuyor gelincikler
Artık Ruhum Üşümüyor
Buralardan Sual Edersen
Benim sensizliğin önüne geçecek hiçbir derdim yok
Takdir-i İlahinin belirleyeceği vuslat gününü
Tevekkülle bekliyorum
Cem
Kanadı kırık keklik gibi sensiz
Aynı yerde çalışıyor durumu iyi
Ceyda
Senden bana kalan örneğin
Özel muayenehane açtı
İşi daha iyi olacak inşallah
Torunlar
Bahar papatyaları gibi
Yeşim manken gibi maşallah
Ömer benim boyumu geçti
Gülfem çok bilmiş
Kendini aşarak büyüyor
Senin öğrettiğin duaları okuyorlar arkandan
Sensizliğin hüznü okunuyor her hallerinden
Yokluğunla onlarda yarattığın boşluğu
Dolduramamanın acısı ile dolu yüreğim
Gözyaşlarımızda saklıyoruz seni
Hep varsın
Aşüre tenceresinin buharlı kapağında
İşaret parmağını ıslatarak
Şifa olsun diye
Gözüme çektiğin sürmede varsın
Elişi tablolarının ilmikleri üzerinde gezen
Hayal ellerinle varsın
Makinenin başında bana pijama dikerken varsın
Güzellik uykularında varsın
Sofra hazır Hikmeet diye seslenirken varsın
Fen lisesine gönderdiğin poğaçalarda varsın
Tek çocuk arabasına bindirilmiş iki çocukla
Annenlere giderken varsın
Hep Varsın
Duygularımı yoğunlaştırarak var ediyorum seni
Gene elinde tepsi ile geliyorsun salona
Sabah kahvelerini birlikte içiyoruz
Gene beraber oturuyoruz sofraya
Beraber seyrediyoruz televizyonu
Gene kuştüyü yastığın yanı başımda
Uzanmış yatıyorsun
Asude dingin huzur dolu
Sen varsın
Sen olmayınca da sen varsın
Gözyaşlarımızda saklıyoruz seni
Hep varsın”
Hikmet Cihan kabına sığmayıp fışkıran duygularını satır satır sanki gözyaşıyla yıkamış…
Anlaşılan bu derin hasret ve özlem vuslat anına kadar sürüp gidecek geceye benziyor…
Bu hisli yüreğe sabır ve bitimsiz sevdanın muhatabı sınıf arkadaşımız değerli eşi Hatice Cihan’a ise bir kez daha rahmet dileyelim istedik Bizim Bahçe’den “siyah güller” eşliğinde…