Dünya büyük bir değişim süreci geçiriyor. 
Zaman su olmaktan çıkmış, civaya dönüşmüş ne ele geliyor ne de avuca...
Takvim yaprakları düşüyor bir bir…
Zamanın ne beti ne bereketi kaldı günümüzde...
Bir yılı daha tükettik…
Yeni yıla girerken, kaçımız geride kalan yılın muhasebesini yapıp yol haritasını hazırladı?
Plansız programsız bir toplum olmamızın getirdiği ağır faturayı ödemekten yorulmuş olmalıyız oysa…
Devir hesap kitap devri…
İnce eleyip sık dokumayan her insan, her ülke sıkıntı, kriz, buhran yaşamaktan kurtulamıyor günümüzde…
Böyle olduğunu gösterir nice üzücü olaylar yaşandı giden senede…
Sadece yurdumuzda değil, dünyanın dört bir yanında insanı hayrete düşüren acımasız olaylarla inim inim inleyen toplumları görüp de üzülmemek mümkün mü?
Suriye’de yaşanan büyük insanlık dramı, bunun en son ve en çarpıcı örneği olsa gerek…
Böyle bir dünyada yaşamak ne büyük talihsizlik!
İstiyoruz ki, ister Hicri ister Miladi olsun, yeni yılda böyle acılar yaşanmasın, insanların akan gözyaşları dinsin…
Böyle pusulası şaşmış bir dünyada, ülke olarak önümüzü kış tutup “yaz çıkarsa bahtımıza” deyip, ayağımızı yorganımıza göre uzatmanın zamanı geldi de geçiyor...
Huzur içinde, kardeşçe, barış ve hoşgörü ortamında yaşamayı özleyen nice ülkeler var.
Bu açıdan tüm karışıklığa rağmen, huzur içinde bir ülkede yaşamak insanımız adına bir büyük şans değil de, nedir!
Bu doğrultuda taşın altına elini koyan siyasetçi, bürokrat, sivil toplum örgütü, sanatçı, gazeteci, kısacası herkese huzur, sevgi, saygı, hoşgörü, dayanışma ve iyi niyet dolu günler diliyorum…