İlimizin tanınmış sanayicileri arasında yer alan Yusuf Mısırlıoğlu nam-ı diğer Aşık Çepni bir süredir doğup büyüdüğü Trabzon yaylalarında dinleniyor…

Dinlenir de boş mu duruyor sanırsınız!

Doğanın uyandırdığı hislerle alır kalemi eline, yazar düşeni diline…

Bu defa Anneler Günü nedeniyle dalıp gitmiş maziye ve çileli Anadolu kadını anasına şiir değil, harika bir ağıt yakmış adeta…

Okuyunca yorum yapan pek çok dostu gibi benim de duygu seline kapıldığım oldu, didelerden bulgur bulgur dökülen yaşlarla…

Babam rahmetli aşırı disiplinli biriydi…

Sekiz çocuk anası rahmetli anamın hata yapan evladını dövmeye kalkan babamın önüne dikilip “çocuklarımı değil beni döv” deyişi geldi Anneler Gününde ve okuyunca Çepni Aşık’ın ağıdını, gözlerimin önüne…

Kalemine, yüreğine sağlık Yusuf Ağa deyip, “Anamla Hasbihal” adlı anlamlı dizelere götüreyim istedim Bizim Bahçe’nin okuyucularını bir kez daha…

Bu gece rüyamda gördüm seni.
O ne ılık, tatlı bakıştı öyle; neydi o.
Belli ki
Ana yüreği denen şeydi o.
Tarla, odun, su gün boyu.
Başımı yıkıyordun elinde Hacı Şakir,
İbriğinde kül suyu.
Kokunu özlüyorum.
Dış kapının mandalına asılı gözüm.
Gölgeni gözlüyorum.

Ve babamın gurbetten geldiği gece;
“-Fadime; at bi türkü dinleyelim.”
O tatlı sesin ocağımızın süsüydü;
Söylediğin bir sevda türküsüydü.
“-Çıktım dağın başına
Dağın başı kar idi
Otuz iki meyveden
En tatlısı yâr idi”
Siz kahkahalarla özdeş,
Biz şaşkın şaşkın bakıyorduk üç kardeş.
Ünsiyetinizi özlüyorum.
Dış kapının mandalına asılı gözüm.
Gölgeni gözlüyorum.

Kör bir akşam vakti
İndirirken kırılmıştı su dolu testin.
Şaşkın, bakakalışın
Ötelerin ötesine dalışın
Çaresiz, mahzun süzerken su basan ocak taşını,
Yaşmağınla siliyordun
Bizden kaçırdığın gözyaşını.
Biteviye söylenişini hatırlıyorum;
“-Kaydı elimden ander kalası kaybana.
-Şimdi ne içecek Güzala, Bozdana?”
Merhametini özlüyorum.
Dış kapının mandalına asılı gözüm.
Gölgeni gözlüyorum.

Sünnet hediyesi yüreğime taktığın,
Yastığımın altına bıraktığın
Kalbini arıyorum.
Yürek yangılarımı içimden atmak için,
Ana geldim der gibi,
Okşanmak ister gibi kıvrılıp yatmak için
Sineni özlüyorum.
Dış kapının mandalına asılı gözüm.
Gölgeni gözlüyorum.

İşte böyle dile getirmiş anasına olan özlemini…
Bu duygularla Bizim Bahçe’den yeni mahsul “Hasret çiçeği” gitsin istedik Aşık Çepni’ye...