Yaşayan her canlı ölümü tadacaktır hiç kuşkusuz…

Bundan kaçış yok…

Olmayacağına göre herkesin bunu düşünüp hayatını ona göre tanzim etmesi gerekir sanırım…

Ölüm insanı nerede, nasıl ve ne şekilde yakalar bilinmez…

Belli bir yaş dönemi sonunda sırası gelen hayata veda edip ebedi istirahat edeceği yere göçüp gidiyor…

Böyle bir son olduğuna göre insanın dikkat edeceği en önemli husus; hiç kuşku yok ki kul hakkı denilen ve affedilmez bir vebalden uzak yaşayarak geleceğe yürümektir…

Zira o kaçınılmaz son eninde sonunda, ne kadar sakınsan da seni gelip bulacaktır…

İşte öyle bir son bizim aileye de uğradı ve küçük kardeşim Sefa Aydıntepe’yi alıp götürdü aramızdan…

Bilirim acılar paylaşılmakla azalır…

Bu doğrultuda hareket edip cenazemize katılan, telefon eden, evimize gelen dostların yaklaşımları acımızın hafiflemesine yol açmış bulunuyor…

Bu nedenle kadirşinas dostlara ne kadar teşekkür etsek azdır…

Bürokrattan siyasetçisine, medya dünyasından iş alemine hepsi birbirinden değerli dostların üzüntümüzü paylaşmak adına gayretleri bu doğrultuda en önemli dayanak olmaktadır…

Bu duygularla acımızı paylaşan herkese ve her kesime teşekkür eder, sevgi ve saygılar sunarım…