Sakaryaspor’u çalıştıracak teknik direktör arayışlarını hayret ve endişeyle izliyorum…
En ekonomik, en çalışkan, en başarılı ve her şeyin ötesinde bu şehrin havasını bilen, taraftarlarını ve futbol aşkını tanıyan bir teknik direktörle yürümek, başarıya giden yolda çıkılan merdivenin ilk basamağını atlamak demektir...
Bu ölçülere uygun, son üç yılda çalıştırdığı üç kulüpten ikisini şampiyon yapan, üçüncüsünde tıpkı bizim gibi finalden dönen, bu ilin çocuğu Hikmet Sevim’i geçmişte yaşanılan olaylardan dolayı istemeyecek biri varsa, o da bu sütunların yazarıdır…
Ancak hisleri koyup bir kenara olaya Sakaryaspor menfaati ve sevgisi ile yaklaşırsak, Şaban Yıldırım istenmiyorsa eğer, arayış; kendini kanıtlamış, bu grubu iyi bilen ve tanıyan bir Sakaryalı teknik direktör olarak Hikmet Sevim adresine götürür bizi…
Zira Sakaryaspor’un üçüncü defa hüsrana uğraması toplumun yeşil siyah sevgisine indirilmiş, öldürücü bir darbe olur…
O nedenle hem en iyi şartlarla anlaşabileceği ümidini taşıdığımız bu şehrin çocuğu üzerinde durmak, en akıllı davranış olur, hiç kuşkusuz…
Bir kez daha hatırlatmaktır muradımız…
İstiyoruz ki en akıllı seçimle bu defa şampiyon olunsun.
Biliyorum ki yönetimde söz sahibi bir genç yöneticinin Hikmet hocaya bakış açısı olumsuz…
Konu Sakaryaspor’un çıkarı ve başarısı ise hislerle değil, akılla hareket etmek kaçınılmaz.
Önemine binaen bir kez daha hatırlatmak istedik, zira teknik direktör önemli…
Bu duygularla hareket edeceğine inandığımız yöneticilere Bizim Bahçe’den “papatyalar” gitsin istedik…