Maksat ne ise hüküm ona göredir. Gaye her amelin ruhudur.

Kur’an ı Kerim’ in küçük bir tefsirinde şöyle ifade edilmektedir: “Şeytanlar, dostlarına fısıldar, telkinde bulunurlar” (En’am Suresi 121)

İçimizdeki bazı insanların bu kadar güzel tarif edildiğini hiçbir yerde rastlamadım. Ürktüm de… Bakayım dedim başka tefsirlerde ne gibi ifadelerle bu emir izah edilmeye çalışılmış diye…

Elmalılı Hamdi Yazır, bu emri şöyle açıklamış;

Üzerlerine Allah ismi anılmamış olanlardan yemeyin, çünkü o, kat'î bir fısktır. Bununla beraber Şeytanlar kendi yararına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka telkinde bulunurlar, eğer onlara itaat ederseniz şüphesiz siz de müşriksinizdir.

Yemekte haram ve helalin ayırımı... Bir cümle yeter.

Kur’an’ı Kerim’de ayni Sure’nin 128. ayetini                                                               

Elmalılı Hamdi Yazır:

(Allah), onların hepsini topladığı gün, cinlere: "Ey cin topluluğu insanların çoğunu yoldan çıkardınız" der. İnsanlardan cinlerin dostu olanlar da söyle derler: "Rabbimiz! Biz birbirimizden faydalandık. Nihayet bize tayin ettiğin vademize ulaştık". Allah da: "Sizin durağınız cehennemdir. Diye açıklamış

Cin topluluğu insanların önemli bir kısmını hükmünüz altına aldınız” Emrine itiraz eden inanmış insan olamayacağına göre bu emri biraz açarsak şöyle diyebilir miyiz?

İnsanların önemli bir kısmı Cin ismiyle tanımlanan elektromanyetik bir bedene sahip madde ötesi varlıklar tarafından kullanılmaktadır.

Bu hususun en kuvvetli delili bu ayetlerdir. Yaptığım bir iki araştırmada dünyanın en büyük istihbarat teşkilatları Cinleri kullanmaktadırlar. Bilhassa MOSSAD ve CIA . Pek iyi de içimizde insan görünümlü şeytan taifesi yok mu? Var. Bu emirler de bunun delilleridir.

Son zamanlarda bu taifenin kendilerinin tanınma ve deşifre olma derdi olmadan ayan beyan ifadelerinden tanımak ve anlamak mümkün mü? Ne dersiniz?

Eskilerin bir sözü var. Derler ki; Dünyada doğruyu anlamanın tek yolu ilimdir. Tek yanlış vardır. Cehalet. Bütün kötülük ve şerlerin başlangıç noktası...

 Muhteşem kitabımız bu elektromanyetik madde ötesi varlıkların söylediklerinden etkilenip onların taifesi olmaktan ve taifesi olup bizleri etkilemeye uğraşanlardan kurtulmanın yolları açık veya kapalı şekilde izah edilmiş. 

“TEVİL”  Kapılarının hepsi kapatılmıştır. Bunları bize anlatacak ilmi kadroların olmayışı çoğalmalarına ve bizleri kendileri ile beraber felakete sürüklemelerinde başlıca etkendir. Ağzı iyi laf yapanları veli görmemizin ve onların her söylediklerine biat etmemizin sebebi, bizlerin konuyu bilmeyişimiz gibi geliyor bana.

Bizler de okumak yerine dinleyerek öğrenmeye alıştık. Alıştırıldık. Emirde bizleri risk altına sokan kısım “biz birbirimizden faydalandık” bölümü!

“Bu vebalden ve hesaptan hem bu dünyada hem ahirette kimse kurtaramaz” dersem çok mu abartılı olur? Yine geldim Kurtköy-Sapanca’daki kursun akademi haline getirilmesine… Ta ki Diyanet Vakfı’ndan bir cevap alıncaya kadar yazmaya devam edeceğim. Haberleri olsun...