Yönetim değişikliği ile birlikte son haftalarda çıkışa geçen Sakaryaspor ikinci yarı hazırlıklarını mutat olduğu üzere Antalya’da yapacak…
İsteriz ki bu çalışma ikinci yarı için ümit verici bir şekilde gerçekleşsin…
Zira geçen yıl play-offa taşıdığı şampiyonluk ümidi öncesi ikinci yarıyla birlikte şehrimizde oynadığı önemli karşılaşmalarda kondisyon eksikliği sırıtan bir takım izlenimi vermişti…
İlk yarısını lider bitirdiği ligin ikinci devresinde, özellikle iddialı takımlar karşısında maçın sonlarına doğru başlayan yorgunluk belirtileri ile 90 dakikayı zor çıkarır hale gelmişti…
Bu da lider olmanın verdiği rehavetle ikinci döneme gereken hazırlığın yeteri kadar yapılmadığını gösteriyordu…
İşte öyle bir tehlike var Sakaryaspor’u bekleyen…
Son haftalardaki çıkışın verdiği rahatlık, işin ihmale gelir yanı olmadığını göstermesi yönüyle önemli olsa gerek…
Çoğu zaman devre arası çalışmaların Antalya’nın ılıman ikliminde istenilen düzeyde geçmediğini, geçmiş dönemlerdeki deneyimlerimiz ortaya koydu…
Yeniden işbaşına gelmesiyle farklı bir sinerji oluşturan Teknik Direktör Şaban Yıldırım’ın bu denenmiş konuya önem vermesi ve Antalya kamp dönemini bu anlayış üzerine bina etmesi gerekecek…
Disiplin başarının temel faktörüdür…
Üç dönem play off kapısından dönen ve büyük hayal kırıklığı oluşturan final maçlarının önü arkası iyi incelenirse, kondisyon yetmezliğinin ilk planda görüldüğünün altını önemle çizerek, hatırlatalım istedik…
Çok talihsiz olaylarla başlanan ligde oynayacağımız takımlara bakıp da her şeye rağmen bu defa doğrudan şampiyon olabilecek bir takım izlenimi oluşturan yeşil siyahlı ekibe kamp döneminin hayırlı olması ve işin ciddiyeti konusunda en ufacık bir ihmale yer verilmeden gerekenin yapılmasını 
kamp öncesi dile getirelim istedik…
Bu anlayışla takımımıza ikinci yarı hazırlığının kazasız belasız ve yararlı geçmesi adına Bizim Bahçe’den “yeşil siyah laleler” gitsin istedik.
BU ZULMÜ İNSAN OLAN YAPAMAZ!
Uygur Türklerine yönelik baskıcı, usandırıcı ve insanlık tarihinde bir örneğine daha rastlanması zor şiddet ve işkencelere yönelik sanal alemde paylaşılan görüntüleri, bağrında taş değil, yürek taşıyan bir yaratığın yapmasını, insanlık onuru, fıtratı ve yaradılışı ile bağdaştırabilmek mümkün değil, olamaz da…
Akla gelecek ya da gelmesi mümkün olmayan son derece acıtıcı, yakıcı ve onur kırıcı bir işkence ile hayatını kaybeden Müslüman Uygur Türklerinin inanılması zor, seyredilmesi cesaret isteyen, dehşetengiz işkencelerin son anında şu sözleri, insanlık tarihinin yüzüne inen bir büyük şamar olsa gerek;
“Sizi yüce Allah’a şikayet edeceğim.”
İşte bu çığlık, barbar Çin yönetimine altından kalkamayacağı bir büyük vebali yükler inşallah…
Uygur Türklerine tez elden kurtulacağı günler dileğiyle Bizim Bahçe’den “Sabır çiçekleri” gönderiyoruz, zulmün bir an önce bitmesi adına…