Geçen hafta kendi sahamızda oynadığımız Altay maçında meydana gelen olaylar sporun ruhuna ters düşen sevimsiz görüntüler olarak kaldı geride…

Her yanlışın bir cezası vardır hiç kuşkusuz…

O maçta futbolun reddettiği birtakım taşkınlıklar aşırı derecede yansıyınca sahaya, doğrusu maçı birlikte izlediğimiz Sakaryaspor’un unutulmaz eski futbolcularından, takım arkadaşım İsmet Kahyalı (Pıçır) ile birlikte bizi çok üzdü, üzmenin ötesinde hayli de düşündürdü…

O nedenle Federasyonun vereceği kararı bekler olduk merak ve endişe içinde…

Zira daha önce muhtelif sahalarda yaşanılan benzer olaylar ve verilen cezalar gelince aklıma ter basıyordu beni adeta…

O günü yaşayan bir eski futbolcu ve gazeteci olarak açıklanınca kararlar doğrusu Sakaryaspor’un ucuz kurtulduğuna sevindim…

Sahanın kapatılmasını tek maçla kurtarmak takım ve taraftar adına şans olsa gerek…

Merdiven boşluklarına oturmanın cezası 14 bin TL…

Küfürlü tezahüratın karşılığı 8 bin TL…

Buna ilaveten sarı kart nedeniyle gelen 2 bin TL…

Toplam 24 bin lira…

Az para değil!

Yönetim kurulu kılı kırk yararken sıkıntıdan kurtulmak adına, böyle bir maddi kayıp da üzücü olsa gerek…

Her maç sonrası maddi açıdan böyle ve benzer oranlarda cezaya uğramak alışkanlık haline geldi neredeyse…

İnsan değer verdiği, sevdiği bir kişiye nasıl zarar verebilir!

Bu nasıl bir sevdadır ki ceza üstüne ceza getiriyor…

Yakışıyor mu böylesine fedakâr ve cefakâr bir taraftar topluluğuna sahip Sakarya’ya tribün sıkıntısı!

Maddi zorluklar içerisinde kıvranıp her imkânı kullanan başkan ve yönetimini güç durumda bırakacak olaylardan özellikle şu aşamada kaçınmak, kaçınılmaz olmalıdır…

Sakaryaspor şampiyonluğa oynayan ilk beş takım içerisinde olup mücadelesine devam etmektedir…

Bilirim keskin sirkenin küpüne zararı vardır…

Severken zarar vermekten gayrı bir getirisi olmayan sevimsiz saha içi taşkınlıklar ve buna bağlı gelen maddi manevi cezalar artık son bulmalı…

Zira telafisi zor haftalar başlıyor yeşil siyahlı ekibimiz için…

Ölesiye sevdiği, uğruna yağmur kar, soğuk sıcak, uzak yakın demeden her maçına koşan bir taraftara nasıl yakıştırılır böylesine sevimsiz davranışlar!

Yapmayın beyler, ağalar, efendiler…

Görüyorsunuz takım iyi oynasa da, kötü oynasa da şampiyonluğun en kuvvetli adayları arasında yer alıyor…

Alkışlayalım, sevelim, sevinelim derken futbola gölge düşürecek sporun ruhuna ters davranışlardan kaçınmazsak eğer ve şampiyonluktan olursak, suçu getirip tümüyle yönetim ve futbolculara yüklemek bilin ki haksızlık ve insafsızlıktır…

Olaylara yol açan taraftarların da sırtına yüklenir bu ağır fatura…

O nedenle Altay maçında yaşanılanlar ilk ve son olsun…

Aksi halde sevgiliyi elimizle boğmuş oluruz…

Bilinir ki para cezaları bir yana seyircisiz maç oynamanın vebali ağırdır, gün gelir taşınamaz hale gelir…

Zira ülkemizin en önemli gruplarından biri haline gelen Sakaryaspor taraftarları bilerek ya da bilmeyerek böyle büyük bir vebalin altına girmiş olur…

Evet, olayları değerlendirince aldığımız cezadan kolay kurtulduğumuzu söyleyebiliriz…

İsteriz ki bu sevimsiz görüntü bununla ve burada kalsın, taşınmasın ileriki haftalara…

Zira yeşil siyahlı dünyanın buna ihtiyacı var, hem de şiddetli bir şekilde…

Bu duygularla uyarılarımızı dikkate alacağına inandığımız herkese ve de her kesime şans çiçeği “papatyalar” gitsin istedik…