İddialı bir liste söylemi ve kalabalık yönetici ordusuyla göreve gelen Sakaryaspor Başkanı İbrahim Nalbant’ı zor günler bekliyor diyenlerden biri de bendim işin başlangıcında…

Kuruluşundan bugüne kadar geçen süreden haberim vardır, kiminde sorumluluk aldım, çoğunda işin içinde buldum kendimi…

Hangi yönetim kaç kişiyle kuruldu, nasıl başarılı ya da başarısız oldu, söyleyecek sözüm vardır bu konuda…

Genellikle çok kişili ve çok sesli yönetimlerle istenileni elde etmede aksaklıklar olduğunu bilirim…

Yönetimde çok sesli bir sıkıntı varsa ki öyle olduğu görülüyor, işin zorluğu da bundan kaynaklanıyor olmalı…

İbrahim Başkan öyle iddialı sözlerle yola koyuldu ki “heyecanını başkanlığın getirdiği tutkuya vermek lazım” deyip atarken arka plana, baktım ki yönetimden daha işin başında hiç de hoş olmayan ve geleceğe dair ümit vermeyen sıkıntılar düşmeye başladı ilin gündemine…

Transferi açması bir kenara, geçen yılın başarılı sporcularını elden kaçırmada hazırlıksız yakalanışı, spor kamuoyunda ilk fiyasko olarak yorumlandı…

Bu bir anlamda önümüzdeki günlerde oluşacak kötümser tablonun da ayak sesleri gibiydi…

Bülent Uygun’a bağlanan ümitler bir yanıp bir sönerken fener misali, yönetimde beliren huzursuzluk da giderek yoğunlaşan bir hal aldı…

Bu da gösteriyor ki Başkan İbrahim Nalbant’ı iyi günler beklemiyor…

Bir taraftan geçen dönem hemen hemen her maç sonrası üstüne basa basa gündeme taşıdığım taraftar taşkınlıkları, dediğimiz gibi bu sezon başında karşımıza, “karşılanması zor ağır yaptırımlar” çıkardı...

Düşünebiliyor musunuz!
Ligin başında kendi sahamızda 4 maçı seyircisiz oynamanın getireceği maddi-manevi hasar bir yana, ilk 8 haftada yaşanılacak olası puan kayıpları ile lige girmenin altından nasıl kalkar yeşil siyahlı ekip!

Bütün bunlara bir de kendi içinde istikrar kuramamış bir yönetim ve hazırlık maçlarında istenileni vermekten uzak bir takım eklenince, şampiyon olmak kolay mıdır!

Lige bir dizi olumsuzlukla başlamanın faturasını iki dönemdir ödemekte zorlanan yeşil siyahlılar böyle büyük ve karşılanması zor dezavantajla sezona girerse, toparlayabilir mi kendini!

Bir değil iki kez play-offta finalden dönen Sakaryaspor’u yine böyle büyük talihsizlikler bekliyor anlaşılan…

Bütün bu sıkıntılardan sıyrılıp da takımı şampiyon adayları arasında görmek, Babos Oktay’ın sloganında olduğu gibi “Denize girmektir eldivensiz.”

O nedenle diyoruz ki İbrahim Nalbant ve yönetimini bu ağır yükü taşımada kolay olmayan şartlar bekliyor…

Dileyelim yanılan biz olalım, yeter ki Sakaryaspor çıksın düzlüğe…

Kendisine hizmet edene aldığından fazlasını veren Sakaryaspor bugüne değin kimlere prim vermedi, kimlere itibar sağlamadı ki İbrahim Nalbant ve yönetimine sağlamasın…

Yeter ki o doğrultuda ve akıllıca yerine getirilsin hizmet ve zor olan başarılsın…

Bu şehrin profesyonel futboldaki marka değeri yeşil siyahlı ekiple “oyun oynamak” kimseye yarar sağlamaz, aksine zarar getirir, hayırla yad edilmez…

Her şeye rağmen ilin futboldaki yüz akı ve ulusal markası Sakaryaspor’a yönetici olmanın hakkını vermek adına yola koyulan Başkan Nalbant ve ekibine “yeşil siyah laleler” gitsin…