“Bizim moral değerlerimiz, analara özel bir yer ayırır gönüllerde…
Onları yaşayan her canlıdan ayrı tutar, farklı değerlendirir…
Öyle ki yüce Yaradan, Cennet gibi bir muhteşem zenginliği getirip ayaklarının altına serer…
Son yıllarda ülkemizde kadına şiddet olağanüstü bir hal aldı…
Ünlü Fransız Komutan Napolyon ‘Bir toplumun gelişmesini görmek için önce o toplumdaki kadınlara bakınız.’ demiş…
Kadın olmasa topluma hizmet eden o yetenekleri kim getirebilirdi dünyaya…
Bir cam gibi kırılgan yapıya sahip kadını ünlü düşünür Konfüçyüs ‘şu yalancı dünyanın en güzel ve değerli varlığı’ diye över miydi hiç!
Evet… Dünyanın var oluşundan günümüze ulaşan uygarlıklar, seçkin kadınların eseri olup, kadınlarımızın öldürülen değil, bir çiçek gibi koklanacak varlıklar olduğu üzerine kurulmuştur…
Kadınsız bir hayata katlanmanın zor olacağı getirilirse akla ve dahi göz önüne, insan hayat ortağı kadını nasıl gözünü kırpmadan kurşun yağmuruna tutar!
Bunu hangi vicdan kabul eder!
Onları öldürenlere yaşam hakkı tanımayan bir yasa için tüm gücümüzü kullanalım…
Ancak böyle öderiz o elleri ayakları öpülecek analarımıza olan vefa borcumuzu…”
Yukarıdaki yorumumu, 30 Ağustos 2019’da kaleme almışım…
Satırlarımın bugün de geçerliliğini koruyor olması, o tarihten bu yana değişen pek bir şey olmadığını kanıtlıyor ne yazık ki…
Bu noktada artık, beylik sözleri bir kenara bırakıp kendimize “Nerede hata yapıyoruz?” ya da “Neyi eksik bırakıyoruz?” sorularını sormanın vakti geldi de geçiyor kanımca…
Yasaların yeterli olduğu herkesçe kabul edilen kadına yönelik şiddetle mücadelede, her şeye rağmen şiddetin ve cinayetlerin önüne geçemiyorsak, burada uygulama hatalarını ele almalıyız…
Yetkili-yetkisiz, resmi-özel herkes; anasını bacısını, karısını kızını düşünerek hareket etmeli, ister fiziksel ister ekonomik isterse psikolojik olsun, en ufacık bir şiddet eğilimini görmezden gelmemelidir…
Bu duygu ve düşüncelerle; kadına yönelik şiddetin tarih olduğu günlere tez elden kavuşmak dileğiyle, konuya hassasiyetle yaklaşan herkese ve her kesime Bizim Bahçe’den “Hanımeli çiçekleri” gönderelim istedik…
KAYNAK: YENİ SAKARYA GAZETESİ