Kör, önünü görmez.

Nankör, yönünü.

Kör, gözü görenin bile göremediği nice renkler görür.

Her dokunuşun bir rengi vardır belki, biz görmeyiz.

Kör, görmeden yaşamanın zorluğunu görür. Belki çok siyahtır.

Annesinin üzüntüsünü kapkara, serçenin ürkekliğini mavi, ekmeğin sıcaklığını sapsarı, geceyi belki beyaz görür.

Nankör, kırmızı der, geçer.

Kan da kırmızıdır oysa, gül de.

Bahar da yeşildir halbuki, ölüm de.

Kör bayrağı direkte çırpınırken görmez belki ama yüreğinde bin bayrak dalgalandırabilir kan kırmızı.

Nankör, ne bayrağı görür ne direği.

En acınacak kör, nankör!

En karanlık körlük, nankörlüktür!

Kör, bulutları görmez.

Nankör, gökyüzünü.

Kör, sevgilisinin yüzünü görmez.

Nankör, sevgiyi, merhameti, şefkati.

Körün gözü kapalıdır.

Nankörün gönlü.

Kör, anlat desen, bir damlayı bir deniz kadar anlatır.

Nankör, yağmuru bir damla kadar anlatamaz.

Körün de çocuğu olur, nankörün de.

Nankör, ne çocuğunun kıymetini bilir, ne karısının, ne kocasının.

Körün gözü çalışmaz.

Nankörün en çok gözü yorulur.

Körün gözü açtır.

Nankörün gözü muhtaçtır.

Körün bir tek göz hatırası yoktur belki.

Belki hasretini duyar bir kez olsun bakabilmenin. 

Nankörün gözü bir tek hatıra akıtmamıştır yüreğine.

Bir tek anı biriktiremez nankör.

Köre iki göz fazla gelir.

Nankör gören gözle yetinmez.

Herkes köre bakar.

Köre, döner bir dünya bakar.

Nankör, dünyaya bakar bakar da bir değer görmez.

Körün gözlüğü karadır.

Nankörün kalbi.

Kör merhametin gözüdür, sevginin, görmediği bir dünyaya hayranlığın, bakamadığı çiçeğe, yüzünü bir kere bile göremediği çocuğunun varlığına sonsuz şükrün.

El yordamıyla ilerlemenin. 

Göremediği herşeyi duya duya yaşar, bilir göz körü.

Nankör, duygusuzdur, yordamsızdır.

Yola eziyettir yere basması.

Nankör nimetin bakar körüdür.

Kör, gözünden eksik yaşar.

Nankör, gözyaşından mahrumdur.

En acınacak kör, nankör!

En karanlık körlük, nankörlüktür!

Kör, yüreğiyle bakar, dokunur, anlar.

Nanköre hiçbir zerafet, hiçbir incelik dokunmaz.

Kalınlıklar, katılıklar, kabalıklar çinde döner durur nankör.

Bir kez dönüp bakmaz kalbine.

Baksa ne?

Birtek yüreğe dokunmuş değildir nankör.

Başta kendi kalbine.

Ne cahillik kötüdür nankörlük kadar ne yoksulluk. 

En acınacak kör, nankördür.

En karanlık körlük, nankörlüktür.

Göz görmediğine katlanır.

Nankör, görmezse katlanmaz.

Nankörlük, açık gözün yorgunluğu değil kapalı gönlün yorgunluğudur.

Gönül yokluğu, gönül yoksulluğudur nankörlük.

Kör, görmeden yaşar.

Nankör, yaşamadan ölür!

Kör, hayattan alacaklı mıdır bilmem ama nankör, hayata da, insana da, dünyaya da, kendine de, Allah'a da borçludur.

Kör, görmeyen gözünün kıymetini bilir.

Nankör, gören gözün vefasızıdır.

Körü görmez sanıyoruz.

Hepimizde var çokca körlük.

Hayatın körleriyiz, insanlığın.

Nankörü birşey görüyor sanıyoruz.

Nankörü insan sanıyoruz.

Kör, sensin nankör!

Senden daha mutantan, senden daha şaşaalı, senden daha muazzam bir kör tanımıyorum.

Nankör, kör değilim sanır amma herşeyi körleştirdiğini, yalnız gözlerini değil her duyguyu kör ettiğini, görmez.

En acınacak kör, nankör.

En karanlık körlük, nankörlüktür!