17 Ağustos 1999 asrın afeti sonrasında ilimiz yetkilileri, yetersiz altyapısının düzeltilmesi adına yakalanan büyük fırsatı, ne yazık ki dönemin koalisyon hükümeti nedeniyle yeterince ve dahi istenilen ölçüde değerlendiremedi…

Şu sıralarda sağanak halindeki yağmurlar sonrası, şehrin her köşesinin göl haline gelişi, o günkü yetersiz icraatların eseridir…

Altyapıyı yenileme çalışmalarında cadde cadde, sokak sokak ayrı telden çalan işadamlarına verilen ihale sonucu, bağlantı noktalarına dolan her nevi inşaat artıkları ne kadar temizlense de, çoğu yerde yine tıkanıklıklara yol açıyor...

Hafif yağışlarda sorun olmuyor ancak şu sıralarda, her on yılda bir görülen ve yaklaşık bir ay aralıkla devam eden “kırk ikindi yağmurlarında” yeterli vazife görmedi ve her taraf göl oldu…

Sadece bizim gibi alt yapısı sorunlu illerde mi oluyor bu durum…

Elbette değil…

Daha yüksek kapasiteye sahip şehir altyapıları da bu şiddetli yağışlarda geçit vermez oldu...

Başta İstanbul olmak üzere İzmir, Antalya, Bursa gibi illerde dahi aynı, hatta daha üzücü manzaralara rastlanıyor…

Hal böyle iken kalkıp afet haline gelen yağışlarda, çağrılan her yere koşturan SASKİ ekiplerine yüklenmek, ne derece doğrudur…

Yağmur sonrası görülen manzaralar da gösterdi ki deprem günlerinin faturasını ödemek, hiç de kolay olmuyor…

Yer yer tıkalı altyapı nedeniyle bırakın normal akışı, kapasite yoğunluğundan rögar kapaklarını fırlatacak düzeyde fışkıran kirli sular, yetersizliği ortaya koyması ve bundan sonra ne yapılması gerektiğini işaret yönüyle hayli önemli…

Altyapının rahatlıkla işleyebilmesi için döşenen hatların bütünüyle elden geçirilmesi ve tıkanma noktalarının belirlenip temizlenmesi kaçınılmaz...

Afet haline dönüşen yağmurlarda sele teslim olmamak için, bu operasyonun gerçekleştirilmesi gerekiyor...

SASKİ’nin eldeki imkanlarla, bu yoğunluktaki yağışta yapacağı fazla bir şeyi olmadığı görüldü…

Altyapısı normal ölçülere göre düzenlenmiş şehirlerde dahi, böyle yağışlarda yaşanan sıkıntı, farklı değil…

İstisnai bir haldir yaşanılan…

Hal böyle iken suçu getirip tek bir kuruma yüklemek, niyeti üzüm yemek olmayan fırsat düşkünlerinin, bağcıyı dövmeye kalkma ihtirasından gayri bir şey değildir…

Böyle olaylar karşısında bir daha aynı üzüntüyü yaşamamak adına yapıcı ve uyarıcı bir yol izleyerek yetkilileri ateşlemek, teşvik etmek varken, suçlamanın ne yararı olur!

Bırakın ülkemizi ve ilimizi, dünyanın pek çok gelişmiş ülkesinde dahi böyle yoğun yağmur karşısında perişan olmuş, çaresiz kalmış iller görüyoruz…

Dileğimiz her musibette olduğu gibi, yağmur sularına teslim olmayacak bir şehirde yaşamak, tabii ki…

Bunun için ilin imkanları yetmiyor ne yazık ki…

Bunu bir bakanın ağzından işitmiştik yıllar önce…

Evet, bu yağışlar ne ilktir ne de son olacaktır…

Meteoroloji’nin de belirttiği gibi, kırkikindi yağmurları bir süre daha devam edecek...

SASKİ ilçe belediyelere, yağmur öncesi gereken uyarıyı yapmış…

Böyle durumda zararı asgari hadlere düşürecek önlemler alınmasında, üzerimize düşen ve yerine getirilmesi kaçınılmaz görevler vardır bilirim…

Drenaj kanallarının açık tutulması ve mazgalları tıkayacak atıklara dikkat edilmesi gibi küçük ama önemli tedbirler, ilk akla gelenler…

Ona göre önlem almalıyız, her şeyi SASKİ’den beklemeden…