Hatırlayın bir yol…
54. Refah-Yol Hükümeti’nin Başbakan’ı Prof. Dr. rahmetli Necmettin Erbakan, IMF’yi dışlayıp devletin gelirlerini bir havuzda toplamış, askere yüzde 80, polise 70, memure yüzde 50, bunun yanında emekliye, dula, yetime yadsınamaz oranlarda zam yapmıştı.
O sıralarda İstanbul’u Kerbela olmaktan çıkaran Belediye Başkanı, Erbakan’ın rahle-i tedrisinden geçip bu günlere gelen Recep Tayyip Erdoğan idi…
Gel zaman, git zaman devir değişti…
Gidenler ve yerlerine gelenler oldu…
Ama zihniyet bir yerde değişmiyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan bu gelenekten beslenen bir siyasetçi olduğunu gösterir uygulamaları ile 26,5 milyar dolarda devraldığı IMF borcunu 1,7 milyar dolara indirip 2013’te de sıfırlayacak oluşu, ülkemiz adına son derece sevinilecek bir gelişme değil midir?
İMF’nin kasası ekonomik kriz içerisindeki ülkeleri kurtarmaya yetmiyor olacak ki, pek çok ülkeden yardım talebinde bulunuyor.
Bütün bunların ardından, gerektiğinde kullanma ve geri çekme şartıyla IMF’ye 5 milyar dolar verir duruma gelmek, Türkiye’nin nereden nereye geldiğini göstermiyor mu?
Düne kadar “Hasta Osmanlı çocuğu” gözüyle baktığı bir ülkeden bugün yardım almak, mağrur Batılı ülkelerde nasıl bir duygu uyandırır, merak etmemek mümkün mü?
Bu tablo, seçimler öncesi MHP’nin Münir Hocalı basın toplantısında hükümete yüklenildiği sırada altını çizdiğim bir konuyu hatırlamama yol açtı.
“Hükümet, içte ve dışta yoğun baskılara rağmen, IMF ile stand-by anlaşması yapmıyor.
Yani artık kendi yağıyla kavrulan bir ekonomi dönemine girildi” şeklindeki sözlerime itiraz edilmişti.
Hatta ertesi gün MHP’nin İl Genel Meclisi Grup Başkan Vekili Salih Okutan’dan bir mesaj almıştım.
“IMF’nin dışlanışının yalan olduğunu” belirtiyordu…
Ama kazın ayağı hiç de öyle değildi.
Nitekim son gelişmeler de öyle olmadığının kanıtı olsa gerek…
IMF hangi ülkeye “Yardım” adı altında el atmış da, sömürüp perişan etmemiştir!
İflas halindeki Yunanistan dahi, içinde bulunduğu zor koşullara rağmen IMF’ye sıcak bakmıyorsa bugün, “Vardır bunda bir hikmet” dememek mümkün mü?
MHP’nin İl Genel Meclisi Grup Başkan Vekili ve değerli sözcüsü Salih Okutan da bundan gayri, “Sanırım yiğidi öldürse de hakkını teslim edecektir”
Bu duygularla, Okutan’a Bizim Bahçe’den iri bir demet “Fesleğen” gönderelim istedik.
NİŞANCILAR MUTLU
Serdivan'ın eski ve köklü olduğu kadar geniş ailelerindendir Nişancı sülalesi...
Kampüs yolunda ikamet ettikleri sokağın adı da Nişancı sokaktır, bundan dolayı…
İşte o sokak oldukça görkemli bir cemiyete sahne oldu, geçen pazar günü...
Ailenin ağır toplarından Muharrem Nişancı, veliaht prensi Mehmet Ali'yi sünnet ettirdi.
Delikanlılığa ilk adımını atan Mehmet Ali'ye geçmiş olsun “Itırları”, anne-babasına da “Yasemenler” gönderelim istedik Bizim Bahçe’den, bahçelerini şenlendirmesi adına…
HEDİYELER BAŞBAKAN’A SUNULAMADI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta ilimize gerçekleştirdiği ziyarette yaşanan ayrıntılar da gün geçtikçe ortaya çıkmaya başladı.
Gündemin yoğun olması nedeniyle Erenler Belediyesi önünde yapılan açılış ve konuşmayı takiben meydandan ayrılınca Başbakan, yeni belediye binasını gezdirmek ümidi taşıyan, bu arada enfes bir ikram masası hazırlayan Başkan Öztürk’ün sevinci de kursağında kaldı.
“Başbakan’ı ağırlamak bir başka bahara kaldı” deyip olayı sineye çeken Başkan Öztürk’e Bizim Bahçe’den, teselli olması dileğiyle “Mor sümbüller” gönderelim istedik...
SERDİVAN SAHASINA İLGİ BÜYÜK
Çok oldu, yürüyüş adına evde banda çıkalı…
Ondan önce Serdivan Sahası’nın kiremit tozlu pistini arşınlardık her sabah, bir grup dost ile…
Özlemiş olmalıyım ki, sabahın köründe indim stada aylar sonra…
Baktım ortalık şen şakrak…
Yürüyenler o kadar çok ki, memnun olmamak mümkün değil.
Pist tozdan kurtulmuş.
Geceden sulanıyormuş sürekli…
Serdivan Belediye Başkan Yardımcısı Selmet Karaoğlu da yürüyor sert adımlarla…
Top sahası halıdan farksız, olmuş yemyeşil…
İnsanın top oynama arzusunu kırbaçlıyor.
“Kim bu hale getirdi?” diye sordum Karaoğlu’na.
Elinde hortum çimleri sulayan, uzun boylu birini işaret etti.
Adı Cevat Saplat imiş.
Çimleri sulamıyor, sanki konuşuyor.
Ne kadar çalışkan biri…
Belediye Başkanı Alemdar Yusuf Paşa, jimnastik aletlerini tamir ettirmiş.
Hepsi faal ve full…
Fakat pistin zemini son derece bozuk…
Çoğu yer delik deşik…
Piste çözüm bulmak şart.
Aksi halde sakatlıklar kaçınılmaz.
O zaman çoğunluğu hanımlardan oluşan grupların dilinden dökülen duaların, sayısı da hızı da artar.
Bu güzel tablonun oluşmasındaki gayretleriyle başta Başkan Alemdar Yusuf Paşa ve stat görevlisi Cevat Salpat’a “Leylaklar” gitsin istedik, Bizim Bahçe’den ayrı ayrı…
ZELİHA ANA HALA KARANLIKTA İMİŞ
Bir süre önce dile getirmiştik, yine bu sütunlarda Alandüzü Köyü’ndeki yaşlı Zeliha ananın figanını…
Çok şey istemiyordu aslında…
Evinin önündeki direkte sönen lambanın, yeniden ortalığı aydınlatmasından gayri bir dileği yok.
Bu konuya değinmiştik…
“Karanlıktan kurtarın Zeliha Aynacı’yı” diyerek…
O gün bugündür hiçbir faaliyet olmamış Alandüzü Cemil Market’in önündeki direkte…
Alt tarafı bir ampul takılacak ve geceleri korku içinde kalan Zeliha Ana da aydınlığa çıkacak…
Zor mudur bunu gerçekleştirmek?
Muhtar dilekçe yazmış, SEDAŞ hiç ilgilenmemiş.
“SEDAŞ sana ne kötülüğüm oldu da, beni bıraktın bu yaşta karanlıkta… Televizyonlara mı çıkayım, yoksa Meclis’in yolunu mu tutayım?” diyen Zeliha anayı karanlıktan kurtaracak adımları atacak yetkili, etkili herkese Bizim Bahçe’den “orkideler” göndermeye hazırız…
Yeter ki dinsin Zeliha ananın ızdırabı…
CAFE KİKKA AÇILIYOR
Çark Caddesi civarında bulunan sokaklarda, işletme açısından cazip mekanlar oluşuyor, sayıları günden güne artan...
İşte buna bir yenisi daha ekleniyor, bugün saat 14.00’te yapılacak açılışla…
Cafe Kikka Restoran ve Marmaris Büfe de hizmete girmeye hazır…
Her yeni işletme açılışı, heyecan uyandırır bizde daima…
Bugün açılacak olan işletmeler de aynı duyguları uyandırdı.
Cafe Kikka ve Marmaris Büfe sahiplerine hayırlı uğurlu işler dileğiyle, açılış günlerini süslemesi adına Bizim Bahçe’den “Karanfiller” gönderelim istedik.