Katil İsrail’in, Lev Toystoy’un “Bozulduğu zaman insandan daha korkunç bir yaratık yoktur.” sözünün ne kadar da doğru olduğunu bir kez daha kanıtlayan, Gazze’de insanı insanlığından utandıran soykırımı iki yılı doldurdu dün…

Hafta sonu sivil toplum kuruluşlarının eylemleriyle başlayan Gazze’ye destek eylemleri, dün okullarda Filistin farkındalık programlarıyla devam etti…

Beni tanıyanlar bilir, çarşı pazar gezmeyi, uzun uzun yürümeyi severim; bu bana eş dost, tanıdık tanımadık sokakta konuşulandan haberdar olmayı getirir beraberinde…

Yine Serdivan’daki evimden yürürken merkeze ve selamlaşıp konuşurken tanıdık tanımadık esnafla ya da vatandaşla, bazı ümitsiz görüşlerini paylaşanlar, bunca çabanın beyhude olduğundan dem vuranlar oldu…

Yolda durdurup başlayınca konuşmaya, bazı kıymetli okurlar, dostlar;

“Zeki ağabey, İsrail’in soykırımını bizlerin burada eylemleri mi durduracak, yoksa filoların deniz açılması mı!
Bu çabaları kim duyacak, ne işe yarayacak…” deyip ümitsizliğini paylaştı benimle…

Dinlerken onları böyle düşünmeleri değil, çaresizliğin ümide pranga vurması üzdü beni…

Zira necip Türk milleti ümitsizlik bilmez, çaresizlik tanımaz değil miydi!

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır.” sözü değil miydi bizi karanlıklardan egemenliğin aydınlığına çıkaran…

Ve yine atalarımız değil mi Osmanlı’dan bu yana mazlumun, mağdurun yanında olup ona hamiyetli elini uzatan…

Demem o ki, her ne şartta olursan olsun haksızlığa uğrayanın yanında durmak, İbrahim Peygamber’in ateşine su taşıyan karınca misali yardım eli uzatmak, insanlığımızın borcu, daha da ötesi bir nevi ibadettir…

Bugün soykırıma tüm dünyanın gözü önünde devam ederken tarihe adını kanlı harflerle yazdırırken İsrail, bizler necip bir milletin evlatları, torunları olarak, gelecek nesillere de bu hasletleri öğreterek sesimizi çıkarmaya, zulme karşı durmaya, o ateşe su taşımaya devam edeceğiz, etmeliyiz…

Bu duygu ve düşüncelerle, şanlı direnişiyle tüm dünyaya ders veren, inanmışlığın vücut bulduğu Gazze’ye selam olsun diyerek, ümidini kaybetmeyenlere ve karınca misali çabasını gösterenlere, Bizim Bahçe’den “peygamber çiçekleri” gönderelim istedik...

Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ