Referanduma çok kısa bir süre kaldı…

Zihniyet, hep o zihniyet… Değişen hiç bir şey yok…

Herkes atıp tutuyor pervasızca, işin sonunu düşünmeden…

Her önemli sandık günü öncesi bunları görmek sürpriz değil…

Bir de yapılan tahmin ve anketler var…

Hepsini not ederim yerel ya da ulusal…

Sandık açılır, takke düşer, kel görünür…

Özellikle son çeyrek asırdır kronik rahatsızlık sendromundan kurtulamamış, futbol takımı tutar gibi parti tutan, miyadını doldurmuş olsa da o beylik suçlama hastalığından bir türlü sadece yakasını değil, vicdanını da kurtaramamış siyaset bezirganları, meydanlarda atıp tutmaya başladılar şu sıralarda…

Hiç ders almıyorlar… AK Parti’nin 7-0 yaptığı, 6-1 yaptığı her seçim öncesi benzer senaryolar gündeme servis edilmedi mi!

“AK Parti bitti tükendi.” “Sonuç 3-2-1” daha da hızlarını alamayıp “3-3” gibi tahmin değil, istedikleri sonucu yani gönlünden geçirdiklerini dile getirdiler, halkı etkilemek uğruna…

Sadece ulusal gündemde değil, yerel medya dünyamızda da benzerlerine rastlamak mümkün…

Seçim sonrasında rezil olmak pahasına da olsa yazar ve çizerler…

Sakarya küçük bir il sayılır… Kimin, ne yaptığı ve hangi düşüncede olduğu bilinir, hiç kuşkusuz…

Neymiş efendim, Sakarya’da evet çıkacakmış ama Türkiye’de hayır!

Anketler öyle söylüyormuş!

Bunları ne zaman ve hangi seçim öncesi okusam gülüyorum zira bu güne kadar hepsini takip ettim, ediyorum da...

Söyledikleri ve yazıp çizdikleri hep kendilerini mahcup etmiştir...

Yine öyle olacak göreceksiniz, inşallah.

Onlar bir ara, yapılmak istenilenin gerektiği gibi anlatılmayışını fırsat bilerek epey ümitlendiler...

Ne zaman ki sistemin yenisi ile eskisi karşılıklı olarak tartışılmaya başlandı, “Evet” oyu sadece ilimizde değil, ülke genelinde de artmaya başladı...

Hal böyle olunca, her zamanki bilinen usuller ve daha önceleri denenmiş ancak fayda getirmemiş klasik saptırmalar devreye sokuldu...

Yüreklerinden hiç eksik etmedikleri o modası geçmiş, miyadını doldurmuş sözler ve yorumlar ortaya konuluyor…

Bunlardan biri de ne hikmetse dalyaya yaklaşan yaşı gereği hayatı boyunca hiçbir seçimde isteği, tercihi ve tahmini gerekleşmemiş, Abdullah Çelik hocamız yine şecaat arz eylemiş!

Diyor ki, “Türkiye Hayır diyecek.

Hoca dese ‘ben hayır diyeceğim’, başımın üstünde yeri var.”

Hâlâ o, bu milletin her seçimde sandıktan kendini idare edecek iktidarı bulup çıkarmakta ya da referandumlarda doğru olanı tercihte gösterdiği feraseti ve uyanışı anlayabilmiş değil!

Bunları görmezden gelmesini ve yanlışta diretmesini ona yakıştıramadığımın altını çizmek isterim...

Bu şehrin sayılı hafızalarından biri olarak bilinen Abdullah Çelik böyle mahcup olacağı tahminler yaparak, saygınlığını yitirmesin isterim…