Her fırsatta doğup büyüdüğü, onu makam mevki sahibi yapan şehre gelip vefa borcunu yerine getirirken, zaman zaman da şoför Recai’nin garip oğlu olduğunun da altını çizen Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ı, derdi olana koşan, yardıma muhtacı kucaklayan, hastaya şifa adına koşturan bir farklı kimlik ve kişilik sahibi olarak, bu ilde sevmeyeni yok desem, sanırım yanılmış olmam…

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay, bu defa da öyle yaptı, bayramın ikinci günü en eski yuvası olan Demiryol-İş Sendikası’nda bir yandan bayramlaşıp diğer taraftan ülkenin ve temsil ettiği iş aleminin sorunlarına değinerek çarpıcı bir dille son gelişmeleri değerlendirdi…

Şöyle seslenmiş Atalay;

“Kandil dünyanın en büyük terör bataklığıdır…
Bu bataklık kurutulmadan ne ülkemiz ne de Ortadoğu rahat eder.

O nedenle bu olaya siyaset üstü bir zihniyetle tüm partiler söz birliği etmişçesine karşı çıkmak ve bu bataklığın kurutulması mücadelesinde atıp siyasi görüşleri bir yana, devletin yanında yer almalı ve dikilmeli bayrağımız Kandil’e”
Böylece tüm partileri içine alacak çarpıcı bir uyarı ve davette bulunmuş…

Ona yakışan da budur…

Zira o, çalışma barışının sağlanması ve hak edenin hak ettiğini alma mücadelesinin yılmaz savaşçısıdır...

İş ve işçe dünyasının sorunları ile uğraşan ve giderilmesi adına yapıcı ve de son derece olumlu bir yol izleyen farklı bir işçi lideri olarak Ergün Atalay’ın ilimizin sorunları ile yakından ilgilendiğini, bu ilde sanırım bilmeyen yoktur...

Nerede Sakarya ve Sakaryalı ile ilgili sıkıntı varsa, gücü yettiğince taşın altına koyar elini ve sonuca gidinceye kadar da uğraşır, çalışır, çabalar…

Taşeron işçilerin büyük bölümünün kadroya geçmesinde önemli rol oynayan Atalay henüz bu duruma gelmemiş olanların da takibi içinde olduğunu ifadeyle, beklentideki işçilerin de gönlüne su serpmesini bilmiştir…

“Yıllardır ülkenin enerjisini yiyip bitiren terör örgütü ve bu doğrultuda harcanan para, eğer ülkemiz yatırımlarına aktarılsa idi, başta Güneydoğu Anadolu olmak üzere, yurdumuz bugün dünyanın önde gelen ilk beş ülkesinden biri olurdu” diyen Ergün Atalay’ın çarpıcı tespitlerine katılmamak mümkün mü!

Yine önemli ve ülkemiz adına hayati özelliğe sahip konulara yaklaşımı ile bir kez daha gönüllerde farklı bir izlenim bırakan Ergün Atalay’a ve temsil ettiği camiaya başarı diliyorum...