CHP’nin ilimizdeki nazar boncuğu Engin Özkoç’un, 1994-99 Belediye Meclisi döneminden kalma kabadayılığı olmasa, diyeceğim ki işte benim özlediğim politikacı…
Niyedir, her ayaklanışta ortaya çıkar…
Anlayabilmiş değilim...
Nerde kavga, kapışma var TBMM’de, Özkoç orada…
İster müdahil olsun yumruklaşmalara, ister ayırmak için girsin araya…
Netice aynı…
Özkoç orada…
Sonraki açıklamaları onun bu tavrını örtmeye yetmiyor.
Hani derler ya, adı çıkmış dokuza, inmez sekize…
Oysa Özkoç, bunun dışında özellikle de verdiği araştırma ve soru önergeleri yanında, ilimizin sıkıntılarını gündeme getirişindeki kararlılığı ve istikrarlı tavrı ile ideal bir milletvekili izlenimi veriyor.
Niye böyle çalışkan, cana yakın, insancıl özelliklerini bir anda alıp götüren efeliklere soyunur bilinmez.
Ama bir bilinen var ki, ona bu tavır artık yakışmıyor.
Gözlerden ve gönüllerden düşmesine yol açıyor.
Siyasette olgunlaşma dönemini yaşıyor oysa…
Bakın, TÜPRAŞ konusunu gündeme taşıyıp, Sapanca Gölü’nün imdadına kim koşuyor?
Engin Özkoç…
SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş bıkmış…
TÜPRAŞ’ın tek kuruş bedel ödemeden ve hiçbir yazılı anlaşmaya dayanmayan su çekişi, eğer böyle devam ederse pervasızca, yavaş yavaş ölüme götürür Sapanca Gölü’nü…
Doğan Grubu’na bağlı TÜPRAŞ, bedava suyla ülkenin bir numaralı şirketi olacak ama milyonlarca insan için hayati önem taşıyan dünyanın sayılı içme suyu ambarı Sapanca Gölü’nü ölüme terk edecek…
Bunu iktidar yavaştan alırken, Engin Özkoç kendini paralayacak, Meclis ve mahkeme yollarında…
Tek elin nesi var, birlik olmadıktan gayri…
Sonuç değişir mi hiç…
Bu iş ne Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu ve SASKİ Genel Müdürü Rüstem Keleş, ne de iktidar milletvekilleri ve Engin Özkoç’un feryadı ile kurtulabilir.
Bize göre çözüm, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’nu zorlamaktan geçer…
Bu da ancak kafa kafaya verip, Bakan Eroğlu’nun kapısına dayanan siyasi işbirliğiyle olur.
TBMM’deki gerginliği olmasa, Engin Özkoç’un tek kişilik gayretini alkışlamak isterim.
Onun bu çorbada tuzunun olması, herkesi mutlu eder hiç kuşkusuz...
Yeter ki bu birlik, bu anlayış ile bakanın kapısı zorlansın, TÜPRAŞ’ın yıllar süren pervasızlığı sona ersin…
Suya ve su kaynaklarına aşırı özen gösterir Bakan Eroğlu…
Bu hayati konuya duyarsız kalmayacağına inanıyorum.
Bunun yanında işin mali boyutu, Maliye Bakanlığı’nı ilgilendirir.
Bugüne kadar ödenmeyen su bedelinin hesabını sormak onlara düşer.
Tek arzumuz, koca bir ilin bir yılda tükettiği su miktarından fazlasını çeken TÜPRAŞ’ın bu işten vazgeçmesidir.
İşte Körfez, işte deniz…
Hangi devirde yaşıyoruz.
Kur tesisini, dönüştür tatlı suya, kullan istediğin kadar…
Ama tepki olmayınca, kuzu kuzu katlanılınca TÜPRAŞ’ın zorbalığına, daha çok hortum iner o güzelim Sapanca Gölü’ne ve gün gelir “Ne ettik biz böyle!” deyip saç baş yolarız ama iş işten geçmiş olur…
Beyler, ağalar!
Bunun başka bir kurtuluş modeli yok.
Herkes en az Engin Özkoç kadar bu hayati konuya duyarlı olmalı, yoksa gölün kirliliğinin ihmali ve vebalini taşımak sizin için hiç de kolay olmayacak.