Günümüzde sağlıklı yaşam ve dengeli beslenme kavramı her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. İnternette, sosyal medyada ya da televizyonlarda sık sık “mucize diyetler”, “kısa sürede kilo verdiren programlar” ya da “herkese uygun zayıflama listeleri” ile karşılaşıyoruz. Ancak unutulmaması gereken en önemli nokta şudur: Diyet, kişiye özeldir.
Her bireyin genetik yapısı, yaşam tarzı, sağlık durumu, iş temposu ve hatta uyku düzeni birbirinden farklıdır. Dolayısıyla tek tip bir beslenme listesiyle herkesin aynı sonucu elde etmesi mümkün değildir. Bir kişi için faydalı olan bir yöntem, bir başkası için zararlı bile olabilir. Örneğin, diyabet hastalığı olan bir bireyle, yoğun tempoda çalışan sağlıklı bir sporcunun günlük beslenme ihtiyaçları aynı olamaz. İkisinin de enerji, protein, karbonhidrat, yağ ve vitamin-mineral dengeleri farklıdır.
Ayrıca diyet sadece “kilo vermek” anlamına gelmez. Kimi zaman kas kütlesini artırmak, kimi zaman insülin direncini dengelemek, kimi zaman da bağışıklığı güçlendirmek için düzenlenir. Hamilelik, emzirme, ergenlik, ileri yaş dönemi ya da kronik hastalık süreçleri, beslenme planının mutlaka uzman bir gözle kişiselleştirilmesini gerektirir. İşte bu nedenle diyet, yalnızca “kaç kilo verildiği” ile değil, bireyin yaşam kalitesine ne kadar katkı sağladığıyla değerlendirilmelidir.
Bireyselleştirilmiş beslenme programlarında; kişinin kan değerleri, metabolizma hızı, günlük hareket düzeyi, tıbbi geçmişi ve beslenme alışkanlıkları dikkate alınır. Örneğin, bazı kişiler süt ve süt ürünlerini çok rahat tüketebilirken, laktoz intoleransı olan bir birey için aynı gıdalar ciddi sindirim sorunlarına yol açabilir. Yine aynı şekilde, glüten duyarlılığı olan bir kişi ile tam tahılları rahatlıkla tüketebilen biri aynı beslenme planına sahip olamaz.
Bir diğer önemli nokta da sürdürülebilirliktir. Geçici, kısıtlayıcı ve yasaklarla dolu diyetler genellikle uzun vadede başarısız olur. Çünkü kişi, kendini kısıtlandığını hissettiğinde, diyeti bırakmaya daha meyilli hale gelir. Oysa kişiye özel bir beslenme planı, bireyin yaşam tarzına uyum sağlar, keyifli ve sürdürülebilir bir hale gelir. Bu sayede kişi yalnızca kilo vermekle kalmaz, sağlıklı beslenmeyi hayatının doğal bir parçası haline getirir.
Sonuç olarak; internette hazır bulunan listeler yerine, bir diyetisyenin rehberliğinde hazırlanmış, bireysel ihtiyaçlara göre düzenlenmiş programlar tercih edilmelidir. Çünkü her bedenin ihtiyacı farklıdır ve sağlıklı beslenme, “tek tip” bir reçeteyle değil, kişinin kendine özel planıyla mümkündür.
Unutmayın; diyet, kişiye özeldir. Sağlıklı yaşamın anahtarı da işte bu kişiselleştirilmiş yaklaşımda saklıdır.
Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ