Niye böyle oldu insanlar...
En ufak bir olaya tahammül kalmadı...
Sinir son kertede...
Dokunmaya gör...
Ne olacağı ya da ne yapacağı hiç belli olmuyor...
Sanki her insan patlamaya hazır bir saatli bomba...
Ne can emniyeti, ne can güvenliği kaldı...
Kimin, nerede ve ne zaman, ne yapacağını kestirmek mümkün olmuyor...
En iyisi böyle zor dönemlerde sabreden olmak...
O da yetmezse sıra gelir fedakarlık yapmaya, feragat etmeye...
İşte erdem bu noktada çıkar ortaya...
Bela üstüne üstüne gelirken, böyle davranmak zordur bilirim...
Bildiğim bir şey daha var, o da “Öfkenin baldan tatlı, sirkeden keskin” olduğudur...
Sonu telafi edilemeyecek yanlışlardan, bir anlık öfkelerden korunmanın da bir idmanı olmalı...
O da ancak ruh zenginliği ile gerçekleşir...
Bu da ilahi anayasaya göre bilgilenmek ve okuyup anlamaktan geçer...
Son zamanlarda polislere, avukatlara yapılan saldırıları hayra yormak mümkün değil...
Böyle belalardan uzaklaşmanın idmanlarını eksiltmemeliyiz ki, musibetlerden uzaklaşabilelim...
Aksi halde ve de böyle devam ederse devran, işimiz de, aşımız da, yaşamımız da zor...
Bilmem meramımı anlatabildim mi...
İşte böylesine gergin ve de öfkeli bir toplumda yaşıyoruz...
Sanılmasın ki bu durum sadece bizim ülkemize has...
Dikin gözünüzü sınırlar ötesine, gelişen olaylar “Buna da şükür” dedirtecek cinsten değil mi?
Beterin de beteri var anlaşılan...
Dileğim sinirlerine hakim bir anlayışla “Hepimize yeter bu güzelim ülke” deyip kardeşçe yaşamak...
Barış ve huzur içinde, birbirine saygılı bir toplum haline dönüşmek...