“Hayat iki kapılı hana benzer; birinden girilir, diğerinden çıkılır” der bir ünlü düşünür…

Çocukluk, ergenlik ve yaşlılık derken hayat rüzgar misali gelip geçer de çıkış kapısına ne zaman ve nasıl varıldığı anlaşılmaz…

Sonra bir namazlık saltanata yolculuk için konulur musalla taşına insan…

İşte öyle birine seslenmiş son derece ilginç satırlarla bir emekli dost, “Yazma adını bilinmesin varlığım” diyerek…

Önce okuyalım, sonra diyelim son sözümüzü:

 

Düne kadar aboneydin harama

Hep derdin ki, “Sözüm geçer parama”

Şimdi musalla da boşa arama

     Banka vezneleri yok tabutların

     Söyle, biraz avans versin sana putların

 

Tapular bıraktın valiz dolusu

Varisler şimdiden kurdular pusu

Niye götürmedin hayret doğrusu

     Gerçi bagajları yok tabutların

      Bir taksi tutardı sana putların

 

Ahlak felsefende, çağdaşlık maşa

Üç beş fahişe ile güreştin boşa

Haydi, bu gecede kaçamak yaşa

     Gümüş şamdanları yok tabutların

     Birkaç mum getirsin söyle sana putların

 

Hep aşkta kazandın, verdin kumara

Dolaşmalı derdin Rakı damarda

Biraz ayıldın mı bu son şamarda

     Amerikan barları yok tabutların

      Söyle de cin tonik versin sana putların

 

Nerede şimdi o beş yıldızlı oteller

Nihavent faslına dem tutan eller

Nerede o raks eden incecik beller

      Dansözü, şantözü yok tabutların

      Zil takıp oynasın şimdi putların

 

Yaşarken sende bir saplantı vardı

Minareler sanki sana batardı

Hele sabah ezanında tepen atardı

     Gördün mü ya, konforu yok tabutların

     Söyle de bir döşek sersin sana putların

 

Hani Kur’an diyen sence yobazdı

Hani o yobaza her zulüm azdı

Az önce mezarcı yerini kazdı

     İmdat düğmeleri yok tabutların

      Üzülme, kurtarır şimdi seni putların

 

Ne kadar büyüktü İslam’a kinin

İnanmış insanlara uzardı dilin

Konuşsana ey mevta bitti mi pilin

    Oksijen tüpleri yok tabutların

     Söyle de bir nefes versin sana putların

 

Uyandım diyorsun lakin boşuna

Gördün, bakmıyorlar hiç gözyaşına

Ey mevta kaldın mı yalnız başına

     CMUK yasaları yok tabutların

     Söyle de bir avukat tutsun sana putların

 

Bilmem izah edebilmiş mi dünyanın hal-i pür melalini çarpıcı satırlarla o hisli yürek…

Karar sizin…

Ona Bizim Bahçe’den rengârenk “güller” gitsin istedik…