Yıl 1994…

Üç kez belediye başkanlığı görevinde bulunan Aziz Duran’ın ilk dönemiydi…

Dünyanın sayılı temiz ve tatlı içme suyu deposu, Mevla’nın bölgemize armağanı Sapanca Gölü o güne değin çeşitli şekillerle kirletilmiş ve çeşmelerden şehre verilen su bırakın içilmeyi, banyo dahi yapılamaz hale gelmişti…

Kokusu musluklardan önce evlere, sonra çevreye yayılınca suyu arıtacak bir tesis yapımı gündeme gelip oturmuştu…

Örnek arıtma tesisleri incelendi, önce yurt içinde, sonra da yurt dışında…

Bir heyet Azerbaycan’a gönderildi…

Çok geçmeden Maltepe’de bir arıtma tesisi devreye girdi ve su arıtılarak şehre verilmeye başlanıldı…

Böylece rahat bir nefes aldı halkımız…

Yaşanılan o kâbus dolu günler, uzun vadede suya olan ihtiyacı giderecek farklı kaynak arayışlarına götürdü zamanın belediyesini…

O sıralarda Devlet Su İşleri Müdürü Abdüsselam Aldemir, Adapazarı Belediyesi’nde önemli bir göreve getirilmişti…

Göldeki aşırı kirlenme suyun yüzeyinde bakıyorsunuz kirli, yağlı ve sarı bir tabaka; bir de bakıyorsunuz kızıl bir renge dönüşüyordu…

Yani o güzelim Sapanca Gölü adeta imdat diye bağırıp S.O.S. veriyordu…

Yapılan arıtma tesisi geçici bir rahatlık sağlasa da gelecekte yeterli olmayacağını gösteriyordu…

İşte o sırada Abdüsselam Eldemir yetişti imdada…

DSİ’nin son derece kapsamlı ve devasa bir baraj projesi hazırladığını ancak çeşitli nedenlerle yapımına gidilmediğini ifadeyle, “O projenin tozlu raflardan indirilip hayata geçirilmesi sadece ilin değil bölgenin dahi su ihtiyacını karşılayabilir” görüşüyle meclisi harekete geçirmişti…

Projeye sahip çıkmak da o günkü meclise düşmüştü…

Rahmetli müdür Eldemir’in, “Aydıntepe açılışını görmeden ölürsem bil ki gözlerim açık gider” dediği bu hayati projenin bitirilmesi uzadıkça uzadı ve ne yazık ki göremeden vefat edip gitti…

Kolay olmadı önemli kamulaştırmaların gerçekleşmesi, elbette…

Son aylarda hızlı bir sürece girildi ve büyük ölçüde son aşamasına gelindiğini bildiğimiz projenin hala sürüncemede kalması CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç’un da gündemine girmiş olmalı ki konuyu bir soru önergesi ile meclise taşıdı geçen hafta…

O sıkıntılı süreçte Özkoç, Adapazarı Belediyesi’nde meclis üyesiydi…

Siyasi basamakları hızla tırmanıp bugün partisinin en önemli milletvekillerinden biri olarak grup başkanvekilliği görevini yürütüyor…

İlin çeşitli sorunlarını gündeme getirmede gösterdiği gayretler biliniyor…

Ballıkaya projesine olan ilgisi de bu anlayışın ürünü olsa gerek…

Cazibe ile akıp çeşmelerimize ulaşacak temiz ve ucuz içme suyu için kim ki elini taşın altına koyar ve Ballıkaya projesi tamamlanır, bilin ki onların kazancı çok büyük olacaktır hiç kuşkusuz…

Engin Özkoç işte bu büyük nimeti ve hizmeti paylaşmak için gelin birlikte hareket edelim çağrısını yapmış AK Parti milletvekillerine…

Aynı doğrultuda düşündüklerine inandığım iktidar partisi milletvekillerinin de bu hizmete katılmamaları mümkün mü!

O halde haydi girin kol kola…

Bu şehrin ve ilin 100, bilemediniz 150 yıllık su ihtiyacını giderecek temiz, ucuz ve masrafsız ve dahi cazibeyle çeşmelere ulaşacak suyu tutan barajın önünü açın…

Açın ki projenin isim babası Abdüsselam Eldemir, yattığı yerde mutlu olsun…

Şehir halkı ucuz ve temiz su kullanır hale gelsin…

Gülsün insanlarımızın yüzü…

Unutulmaz şair Cahit Sıtkı’nın gözüyle aziz bir nimet olup şiirleşen, bölge insanımız için hayati önem taşıyan Mudurnu suyunun önüne oturtulan Ballıkaya Barajı için gayret eden, kaynak sağlayan, yapılsın figanlarıyla yetkilileri harekete geçiren herkese ve her kesime istedik ki demet demet “orkideler” gitsin…