ADAPAZARI MUSİKİ DERNEĞİNDEN SAKARYA MUSİKİ DERNEĞİNE

Türk sanat musikisine olan ilgi giderek azalıyor…
İlgisizlikten ilimiz de nasibini aldı…
Bunu durdurmak ve öz musikimizi yaşatmak adına kökü 1900’lü yılların başına dayanan Adapazarı Musiki Derneği, bu alanda söz sahibi sanatçılar yetiştirirken, ne olduysa uzun zaman faaliyet dışı kaldı…
Adı sanı unutulan söz ve saz üstatları yanında yerel imkanlarla dönemin gecelerine bir zamanlar sesleri ile renk katan Sandalyeci Şerafettin, Terzi Zeki, Demiryolcu Kaya Kayabaşı bizim kuşağın hatırladığı dernek solistleri olarak bilinir…
1923 yılında kurulan dernek, onlardan sonra uzun süre çalışmalarını durdurdu…
1980 darbesi sonrası ilimize atanan rahmetli Vali Mehmet Aldan bu eksikliği fark edip, Vali muavini klasik keman virtüözü Muammer Çetin ile beni, kapanan Adapazarı Musiki Derneğini yeniden faaliyete geçirmek üzere görevlendirmişti… Yıl 1984…
Çok geçmeden yönetim kurulu oluşturmayı başarmıştık…
Kurul üyeleri tıpkı solistler gibi hepsi birer meslek sahibi, musikiye gönül vermiş esnaftan oluşuyordu…
Kısa sürede faaliyete geçen ve büyük ilgi gören koroda Dr. İsmail Şimşek gibi sesi ve üslubuyla dinleyiciler tarafından hayli beğenilen solistler vardı…
O yıllarda verilen konserlerde Kemal Erin, Tamburî Erdinç Şumlu gibi mesleğin ustası koro şefleri görev almıştı…
Adapazarı, bağrından ünlü ses ve saz üstatları çıkarmıştır, dönüp baktığımızda adları birer efsane olarak kalan…
Udî Hırant bunlardan biridir…
İstanbul K.Parmakkapı’daki talebe evimizin komşusu olunca öğrenmiştim, Adapazarlı olduğunu…
“Hastayım Yaşıyorum, Görünmez Hayalinle” adlı Hicaz eseriyle ölümsüzleşen, gözleri görmeyen ancak yüreğiyle duyup yaşayan Udî Hırant (Kenkiloğlu) yanında, ünlü sinema oyuncusu Göksel Arsoy’un akrabası, “Ömrüm Seni Sevmekle Nihayet Bulacaktır” adlı Hüzzam eserin bestekarı Yesarî Asım Arsoy’un da Çark suyundan beslendiği yıllar olmuştur şehrimizde…
1999 asrın afetinde Yalova’daki yazlığında kendisi gibi ses sanatçısı olan eşi Ulviye Taşkent ile birlikte rahmetli olan Ziya Taşkent de Sakarya’dan çıkan ünlü sanatçılar arasında yer alır…
Bir diğer sanatçı da Coşkun Erdem…
Daha nice saz ve ses sanatçıları renk katmıştır bu ilin gündüz ve gecelerine…
Onları bir yeni konser sonrası rahmetle anmadan geçmek olamazdı…
Önceki dönem başkanları arasında yer alan eski futbolcu rahmetli Şemsi Keklik’in, kurucu üyeleri de davet ettiği bir konser akşamında, aynı salonda yaşanılan duygusal anıları unutmak mümkün değil… 
Önceki akşam kurucusu olduğumuz derneğin de böyle nostaljik bir yaklaşım içerisinde maziyi geceye taşıması, konseri daha da anlamlı hale getirirdi sanırım…
Her şeye rağmen iyi hazırlanmış bir koro ve iyi seçilmiş seslerden oluşan solo eserler, geceye farklı bir ivme katmış oldu…
Dileğim bu tür sanatsal faaliyetlerin ardı arkası kesilmeyip devam etmesinden yanadır…
Bu duygularla Şef Volkan Dirin ve koro elemanlarına Bizim Bahçe’den “Leylaklar” gönderelim istedik…