Merkez Bankası’nın geçen yıl Aralık ayında başladı­ğı faiz indirim adımlarıyla, bir hafta vadeli repo faizinin yüz­de 50’den yüzde 39,50’ye geri­lemesi yatırımcı tercihlerini de etkiledi. Bu yıl 29 Ağustos – 17 Eylül haftasında vatanda­şın vadeli mevduat hesabı 7.19 trilyon liradan, 7.07 trilyona geriledi.

Başka bir ifadeyle, söz konusu dönemde vadeli mevduattan 127.4 milyar lira çıktı.

Altında ise yüksek artıştan sonra ani gerilemeler de yatırımcıyı korkuttu..

Öte yandan konut satış­ları ise bu yıl Eylül ayında 150 bin adeti aşarak, yıl başından bu yana en iyi rakamı yakaladı..

Satışlarda aslan payını ise 103 bin 540 adetle ikinci el alırken, ilk el satışları 47 bin 117 adette kaldı. Fiyat­lar ise yıllık bazda yüzde 32,2 artarken, reel bazda fiyatlar eylülde yüzde 0,8 gerilerken, reeldeki fiyat düşüşü 20’inci ayda da sürdü.

Maliyet nedeniyle fiyat­ların baskılanması ve fiyat­lardaki düşüşü gören bekle­medeki talebin, faizlerdeki düşüşle mevduattaki parası­nı konuta yönelmeye başladı.

Gayrimenkul, hem kira geliri hem de değer artışı po­tansiyeliyle yatırımcısına iki yönlü kazanç sunuyor. Yatırım amaçlı talep fazla.

Türki­ye’de konut fiyatlarının yıllık yüzde 25–30 bandında yüksel­diği bir dönemde, gözünü ye­niden gayrimenkule çeviren yatırımcıların gün geçtikçe artması bizim ekonomimizin doğasın­da var. Gayrimenkul, önümüz­deki süreçte yatırımcıların güvenli limanı olmayı sürdü­recek. Konut kredilerinin çeşitlenmesi, kampanyalar, geri ödeme vadelerinin uzaması ve faizlerin kademeli düşüş eği­lim halinde yatırımcıların gay­rimenkul alımı güçlenir.

Gayrimenkulde ki son zamanlarda daha fazla başlayan hareketliliğin en önemli gerekçesi gayrimenkul tara­fında yaşanan talebin birik­mesi denilebilir. Normalde talep gayrimenkulden yana, ancak kendini güvenli liman olarak yatırım araçlarında tu­tarken en ufak düşüte ana ürün olan gayrimenkule geçiş yapıyor.

Türkiye, gayrimen­kule yatırım yapan bir ülke. Her zaman için uzun vadede kazandırmıştır. Son yıllarda mevduat, altın veya döviz yo­ğun şekilde artsa da son 10 yı­la bakarsak arsa ve konut, ilk sırayı alıyor.

Dolayısıyla mev­duat, geçici bir alan oluyor. Bahsettiğim yatırım ürünleri son yıllarda çok hare­ketli olduğu için gayrimenkul, reelde artış oranıyla çok da bekleneni vermemiş görünü­yor. Doğal olarak müşteri bir yanda döviz, altın veya mev­duattan maksimum gelir elde ederken, diğer yanda da konut ver arsada fırsat alımı gerçek­leştiriyor. Konut ve arsa fiyat­ları bugün en dipte duruyor, en tepeden finansal araçlar­dan çıkıp, en dipteki gayri­menkule yatırım ya­pılınca bu hamlelerin sektöre ciddi bir şekilde pozitif etkisi oluyor.

Vatandaş faizlerin düşeceğini ön görüyor. Faizler yüzde 40’ların altına geriledi, yüzde 30’lara geldiğinde piyasa çok daha fazla hareketlenecektir.

Samet Hızalan

Kaynak: YENİ SAKARYA GAZETESİ