Eski valilerimizden Nuri Okutan’ın da içinde bulunduğu bir siyasi oluşum liderliğine soyunan Meral Akşener’in sadece ulusal değil, uluslar arası güce dayanan bir siyasi proje olduğu, giderek daha da belirginleşiyor…

Daha ortaya çıkmadan, adı sanı belli olmadan böylesine açık ve net ve dahi üzerinde durulup düşünülmesi gereken bir yafta asılan Akşener’in partisinin geleceğine ümidini bağlamak ve ülkeyi yeniden koalisyonlar dönemine götürecek  bir ütopyanın peşine takılmak, ne derece doğru ve milli bir tutum, davranış ve de girişim olabilir…

Böylesi kin, nefret, ihtiras ve hırs temelli siyasi partilerin tek istisnası, halkına sırtını dayayıp her türlü yabancı eğilime karşı güven telkin eden, ümit veren ve buna layık olduğunu gösterir hizmet dönemleri içerisinde -biri hariç- girdiği her seçimi artan oylarla kazanan tek parti, AK Parti’dir...

Bunun yanında sıralamaya kalksak, 1980 darbesi sonrasında ortaya çıkıp da kaybolan nice parti ve liderler gelir takılır oltamıza…

“Mazi kalbimde yaradır” deyip mücadeleyi kendi içinde yaparak başarıya ulaşmak varken, yok olma pahasına böyle yanlış bir strateji tercihinde bulunan anlayışın son halkası, anlaşılan Meral Akşener ve peşinden gidenlerin partisi olacak, sanırım…

MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, partiden kopanlar için açık bıraktığı kapı, böyle olacağına en çarpıcı işaret olsa gerek…

Halkımız koalisyonlar dönemlerinden çok çekti…

O nedenle denilir ki, “En başarısız tek başına iktidar dahi, koalisyon hükümetlerinden daha hayırlıdır.”

Sonu darbelere çıkan siyasi istikrarsızlıkların ülkeye ne getirip götürdüğünü artık net bir şekilde biliyor olmalı ki halkımız, tercihini hep istikrardan yana kullanıyor yaklaşık 20 yıldır...

Yaklaşan seçimlerde, sanılmasın ki sonuç değişecek…

Ülkede duvarların ötesinde oynanan ve 100 yıldır bir arpa boyu yol alınmayışın altında yatanlar, bilinir hale geldi...

O nedenle, kim ne derse desin, hangi liderle ve de hangi isim altında kurulacak bir yeni nefret partisine prim tanımayacak ve ilk seçimle beraber siyasi partiler çöplüğünde yerini alacaktır…

Tarihimiz böyle olduğunu gösterir örneklerle doludur…

Necdet Calp…

Ferruh Bozbeyli…

Turgut Sunal…

Abdüllatif Şener…

Ve benzeri irili ufaklı adı-sanı belli olmayan lider ve partileri örneğinden yola çıkıp da bir yenisiyle karşılaşmak, “akıntıya karşı kürek çekmek” anlamını taşımıyor mu!

Bu uyarı doğrultusunda, ülkemizin yarınlarında görev alacak siyasi partilere başarılı olmaları adına Bizim Bahçe’den “Zeytin çiçeği” gitsin istedik…