Bir buçuk yaşında bir ana kuzusunun hayata tutunabilmesi için 25 bin liraya ihtiyaç olduğu haberi düşmüştü gazetemize, bundan kısa bir süre önce…
Cerrahi operasyonla giderilecek bir sağlık sorunu, gelip yapışmış yakasına, Zümre Çaylıoğlu’nun…
Fakir bir ailenin kızı olması ve içinde bulundukları ekonomik sıkıntı, anne-babayı çaresiz kılmış…
Medya gelmiş akıllarına…
Bir ajans haberiydi, gündeme taşınan…
Böyle durumlarda haberi olur olmaz, ilk arayan hayırsever doktor rahmetli Hikmet Kırdar olurdu bir zamanlar...
O nedenle “Nerdesin Hikmet Kırdar” başlığını koymuştum yazıya, olayı duyururken kamuoyuna bu sütunlarda…
Yakın bir dost aradı ve sordu, “O küçük kızın durumu ne oldu? Bir haber ver de gereğini yapalım” diyerek…
Düştük haberin peşine…
Meğer bir hayırsever işadamı, el atmış olaya çoktan…
Küçük Zümre Çaylıoğlu’nun ameliyatını yaptırıp, sağlığına kavuşmasını sağlamış.
Duyunca ne kadar mutlu oldum...
Böyle olayların değişmez kahramanıydı, Beyhekim Hastanesi’nin kurucusu rahmetli Hikmet Kırdar…
Onun yolundan giden insanların varlığını duymak, toplumumuz adına hayli sevindirici…
Türk Milleti ne kadar yese de birbirini yer yer ve zaman zaman, böyle durumlarda kendine has bir özellik olan kadirşinaslığı, yardımseverliği, hamiyetperverliği bırakmaz elden…
Hal böyle olunca da kazandıkları dualar dökülür dilden…
Onlara da bu dualar yeter olmalı ki, her zorluk anında çıkarlar ortaya, “Bulunur kurtaracak bahtı kara maberini” anlayışı ile hareket eder, girer gönüllere…
Bereket gelir elbette, böyle davranan gönüllere…